Deniz Biyolojik Terimleri -R

R [son güncelleme 10 Temmuz 2008]
R/V (RV) (kısaltma) [araştırma gemisi] ® Research Vessel.
RABBIT FISH [deniz kedisi, sıçan balığı, tavşan balığı, fare balığı] ® Chimaera monstrosa.
RABBITFISHES [tavşanbalığıgiller] ® Siganidae.
RACE [ırk] 1- Bir populasyonun coğrafi grubu. Diğerlerinden ayrılan stok. Önceleri alt tür ile eşanlamlı kullanılmıştır. Günümüzde alt türün altındaki birimler taksonomik isim verilmeden kullanılmaktadır.
RACE [ırk] 2- Aynı türden olup çiftleşebilen ve üreme kabiliyeti olan yeni kuşak verebilen hayvanlar topluluğu için bazen populasyon ya da stok karşılığı olarak kullanılmaktadır. Aynı ve tek türün temelde farklı olmayan ancak görünüş itibariyle farklı bireylerini belirtmek için de kullanılmaktadır.
RACER GOBY [sarıkaya balığı, sarı kayabalığı, kayabalığı] ® Neogobius gymnotrachelus.
RACE-TO-FISH [avlama yarışı] Balıkçılık sezonu kapanmadan bireysel teknelerin toplam izin verilebilir av miktarına (TAC) ulaşmak için mümkün olan en fazla avı elde etmek için çalışmaları.
RACEWAY [ark] Dikdörtgen şeklinde 100 m boyunda 1-10 m genişliğinde, ½-1½ m derinliğinde olup içerisinden bol miktarda su akan ve yetiştiricilikte kullanılan beton ya da diğer malzemeden yapılmış havuza denmektedir. Bol su balıklar için temiz bir çevre sağlarken yetiştiricinin daha fazla balığı kültüre almasını sağlamaktadır.
RADAR (abbrev.) [radar] ® RAdio Detection And Ranging.
RADIAL [ışınsal, radyal]. Merkezden ya da eksenden dışa doğru kaçan.
RADIAL FORMULA [radyal formül] Yüzgeç ışınlarının sayısı(nı veren formül).
RADIAL SYMMETRY [ışınsal bakışım, radyal simetri] Derisidikenlilerde (Echinodermata) olduğu gibi canlının çeşitli bölgelerinin ortadaki dikey bir eksen etrafında benzer biçimde yerleşmiş olmasıdır.
RADIATED (RADIATUS) [ışınlı]  Işınlı, ışınlara sahip. Örnek; balık yüzgeci ışını.
RADIATION [radyasyon] Elektromanyetik dalgalar ile enerjinin taşınması, yayılmasıdır. Örnek; Güneş ışınları.
RADIATUS [ışınlı] ® Radiated.
RADIO DETECTION AND RANGING (RADAR) [radar] Radyo sinyallerinin yansımasına dayanan prensiple çalışan ve seyir halinde etrafta bulunan nesnelerin uzaklığı ve hareket yönü hakkında, görüş mesafesinin çok az olduğu koşullarda da bilgi veren alet.
RADIO OFFICER [telsiz zabiti] İletişimden sorumlu gemi adamı.
RADIOGRAPH [röntgen filmi] Balığın iç yapısını görmede kullanılan x-ışını filmi.
RADIOLA [radiola] Deniz kestanelerinin dikenleri.
RADIOLARIA (RADIOLARIANS) [ışınlılar] Sarcodina kabilesinden olup Polycystinea, Acantharea, Sticholonchea sınıflarını kapsayan amipsi birgözeli (birhücreli) canlılardır. Karmaşık, girintili çıkıntılı silisyumlu ya da stronsiyum-sulfatlı iskelet oluştururlar. Merkezi bir kapsül canlıyı iç (endoplasma) ve dış kısma (ektoplasma) ayırır. Okyanuslarda planktonda bulunurlar. Birçok iğnemsi yalancı ayak (psödopod) bulunur. Hücre içi boşluğu ya da yağ damlacığı ile suda askıda kalmalarını ayarlarlar.
RADIOLARIANS [ışınlılar] ® Radiolaria.
RADULA [dişlidil, radula] Yumuşakçalardan midyeler hariç diğerlerinde üzerinde kitin dişçikler bulunan, ağızda yer alan ve besin maddelerini zımparamsı yapısıyla tırtıklamada kullanılan şerit benzeri organ.
RAFINESQUE [Rafinesque] Constantin Samuel Rafinesque-Schmaltz (1783-1840). Fransız ve Alman ana-babadan Galata-İstanbul?da doğmuştur. Gençliğini Marsilya?da (Fransa) geçirmiştir. Birçokları ona dahi derken diğerleri deli seviyesine kadar gitmektedirler. Zooloji, botanik, yumuşakçalar, meteoroloji, evrim, çevirmenlik, jeoloji, dilbilimi ve yazarlık gibi alanlarda başarılı bir kişiliktir. Amerikaya göçmüş, sonra Sicilya?da yaşamış ve yeniden Amerikaya giderken bütün kitaplığı ve kolleksiyonunu batan gemiyle birlikte kaybetmiştir. 250 yeni bitki ve hayvan türünü isimlendirmiştir. Transylvania Üniversitesine Prof. olarak atanmışsada sonra kovulmuştur.
RAFT FISHING [sal balıkçılığiı] Açık suda orkinosların birikmesi için oluşturulan gölgelik (sal) kullanılarak avlanması.
RAIN [yağmur] Yere inen 0.5 mm?den daha büyük su damlalarının yağışı.
RAINBOW SARDINE [?] ® Dussumieria acuta.
RAISING [artırma] 1- Örnekteki ya da alt-örnekteki sayıdan hareketle toplam miktarın hesaplanmasıdır. Karaya çıkarılan balıklardan alınan örnek miktarının artırma faktörü ile çarpılmasıyla karaya çıkarılan toplam balık sayısının ve ya da yaş dağılımlarının ya da ağırlıklarının bulunmasıdır.
RAISING [semirtme] 2- Yapay yolla balığın büyümesini sağlamak.
RAJA ASTERIAS (STARRY RAY) [yıldızlı vatoz, iğnelivatoz, vatoz] Tabansaldır (demersaldir). 345 m derinliğe kadar yayılır. Boyu TL=70 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır.
RAJA BRACHYURA (BLONDE RAY) [kütkuyrukvatoz balığı] Tabansal (demersal) olup 10-380 m derinlikler arasında rastlanır. Boyu TL=125 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Kumluk, taşlık tabanda bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu, çamurlu zemine bırakır. Bir dişi yılda 40-90 yumurta bırakır.
RAJA CLAVATA (THORNBACK RAY) [vatoz, deniztilkisi, vatoz balığı, dikenli vatoz] Tabansaldır (demersaldir). 20-575 m derinliklerde rastlanır. Daha çok 20-300 metrelerde bulunur. Boyu TL=120 cm ve ağırlığı 18 kg olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Kumlu-kayalıklı zemini seçer. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 50-170 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.
RAJA MIRALETUS (BROWN RAY) [aynalıvatoz] Tabansaldır (demersaldir). Acısuya girer. 17-460 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=63 cm olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Yumuşak tabanda sahanlık kenarında bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 40-72 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.
RAJA MONTAGUI (SPOTTED RAY) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 20-345 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=80 cm olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Sahanlığın üst kesiminde 100 m?lerde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 24-60 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.
RAJA POLYSTIGMA (SPECKLED RAY) [vatoz] Tabansal (demersal) olup 100-400 m derinliklerde yayılır. Boyu TL=60 cm olabilir. Yumuşak zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 20-62 kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.
RAJA RADULA (ROUGH RAY) [vatoz balığı, vatoz] Tabansaldır (demersaldir). 300 m derinliğe kadar yayılır. Boyu TL=70 cm olabilir. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Bir dişi yılda 80-154  kapsüllü yumurtalarını kumlu zemine bırakır.
RAJA UNDULATA (UNDULATE RAY) [boyalı vatoz, vatoz balığı, vatoz] Tabansaldır (demersaldir). 50-200 m derinliklerde yayılır. Boyu 100 cm olabilir. Sahanlıktaki kumlu zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır.
RAJIDAE (RAYS, SKATES) [tırpanagiller, özkedibalığıgiller] Chondrichthyes sınıfı, Elasmobranchii altsınıfı, Batoidea üsttakımı, Rajiformes takımının bir ailesidir. Kıkırdaklılardan olup yassılaşmış etoburlardır (karnivordurlar). Küçük kabuklularla beslenirler. Tabanda yaşayanlar sahanlık kısmında yayılırlar. Yumurtalayıcıdırlar. Yumurtaları bir kese içindedir. Yaygın bilinen türü Raja clavata?dır. 25 cinste 200 tanımlanmış türü bilinmektedir. Dip trolünde ağda çıkarlar. Türkiye?de ticari balıkçılıkları yoktur.
RAKE (HARROW) [tırmık] Bir teknenin arkasından çekilen uzunluğu 8 m kadar olabilen bir demir vb?ne yerleştirilmiş olan çengel uçlu, tırmıksı uzantıları olan av aracı.
RANCH [çiftlik] ® Farm.
RANCHING [çiftlikçilik] Balıkların ticari amaçla semirticiliğinin yapılması.
RANGE [aralık] 1- En düşük sayısal değer ile en yüksek değer arasındaki farkı belirten değişkenlik ölçüsü. Örnek; günlük, aylık, yıllık vb., su sıcaklığı aralığı; balıkların dağılım alanı sınırları ya da yumurtlama sıcaklığı aralığı gibi.
RANGE [erim] 2- Bir tür ya da diğer grupların yayıldığı coğrafi bölge. Erim alanı sürekli olabileceği gibi kesintili de olabilir.
RANZANIA LAEVIS (SLENDER SUNFISH) [uzunpervane balığı, büyük pervane balığı] Yüzücüdür (pelajiktir). Boyu 100 cm olabilir. Genellikle tek gezer.
RAPA WHELK [rapana] ® Rapana venosa.
RAPANA VENOSA (RAPA WHELK, ASIAN RAPA WHELK, VEINED RAPA WHELK) [rapana] Yırtıcı karındanbacaklı yumuşakça olup Türkiye sularına taşınma yoluyla bulaşmıştır. Ticari avcılığı önemlidir. Türkiyeden Japonya?ya ihraç edilmektedir. Kendisini gömebileceği kumlu tabanı tercih eder. Geniş sıcaklık ve tuzluluk aralığına dayanıklıdır. İstalacıdır ve girdiği yerdeki yerel faunayı etkiler (bozar). Yüksek doğurganlığı, ve hızlı büyümesi kısa sürede baskın olmasını sağlar. Kurtçukları (larvaları) 14-80 gün planktonda kalabilir ki bu da akıntılarla dikkate değer mesafelere taşınmasını sağlar. Vücudunda nikel (Ni) ve kadmiyum (Cd) biriktirir ve bu metallerin birikmesinin izlenmesinde önemlidir. Uzak doğuda boyu 180 mm?ye kadar ulaşabilirken Karadeniz?de 120 mm boya ulaşabilir. Sığ sularda (10-15 m) sıkça rastlanır. Midye bankları için tehlikelidir.
RARE [ender, nadir] 1- Dağılma alanında az ya da azalan sayısı nedeniyle yerli bir tür ya da fauna ve floranın risk altında olması. Bu durumdaki tür ya da birim tehdit ve tehlike altında sayılmaz fakat dikkatli izlenmeyi gerektirir.
RARE [ender, nadir] 2- Az bulunan.
RASSENKREIS [ırkçemberi] Birçok coğrafik alttürden oluşan tür.
RASTRELLIGER KANAGURTA (INDIAN MACKEREL) [Hint uskumrusu] Okyanus-göçerdir (okyanodromdur). 20-90 metrelerde rastlanır. Boyu TL=45 cm civarında olabilir. Ticari balıkçılığı önemlidir. Akdeniz?e Kızıldeniz?den göç etmiştir. Kıyısaldır, liman, koy ve deniz kulaklarına girer. Planktonca zengin bulanık suyu sever. Sürü oluşturur.
RATAN GOBY [kayabalığı] ® Neogobius ratan ratan.
RATE OF NATURAL INCREASE [doğal artış oranı] Anlık artık üretim oranı olup   hepsi ağırlık cinsinden ve anlık olmak üzere (büyüme oranı + içgöç oranı ? doğal ölüm oranı)?na eşittir. Dengelenmiş ya da denge durumundaki balıkçılıkta bu artışlar balıkçılıkla eksilenleri tamamlamakta olup anlık artık üretim sayısal olarak balıkçılık oranına eşittir.
RATE OF UTILISATION [sömürme oranı, yararlanma oranı].
RATION [rasyon] Akvakültür işletmesinde verilen günlük yem miktarıdır.
RATIONAL FISHERY [akılcı balıkçılık] En etkili şekilde en yüksek kaliteli balık avı yani hasadı elde edecek şekilde düzenlenmiş balıkçılıktır.
RATTAILS [uzunkuyruklubalıkgiller] ® Macruridae.
RAW DATA [ham veri] Çözümlenmemiş veri, bilgi.
RAY [ışın] Işın (sert olanları hariç) esnektir. İnce çubuk şeklinde, boğumlu ve çoğunlukla çatallı, yanlarda çift yüzgeçleri oluşturur. Yügeçlerdeki sert ışın sayıları Romen rakamıyla yumuşak ışınlar ise Arapça (normal) rakamlarla verilir.
RAY FINNED FISHES [ışınlıyüzgeçliler] ® Actinopterygii.
RAY LENGTH [ışın boyu] Yüzgeç ucundan yüzgeç kaidesine olan en büyük mesafe.
RAYS (SHARKS) [keskisolungaçlılar] 1- ® Elasmobranchii.
RAYS [tırpanagiller, özkedibalığıgiller] 2- ® Rajidae.
RAZOR CLAM [ustura midyesi] ® Solen marginatus.
RAZOR SHELL [deniz çakısı] Kın yapılı (uzunca yassı) midyelerin genel adı. Örnek; Ensis ensis ve Solen marginatus (razor clam).
RAZORFISHES [çullukbalığıgiller] ® Centriscidae.
RE- (prefix) [re-] Tekrar. Örnek; rejenerasyon (regeneration)-yeniden oluşturma.
READ [okuma] Pul otolit ve diğer aksamlardaki halkaları yaş tayini ve büyüme yönünden yorumlama.
READY [alesta] Denizcilikte izleyecek emre hazır ol komutu.
REAL CATCH (GROSS CATCH) [gerçek av] Su kütlesinden alınan balıkların ağırlığı.
REAR [yetiştirmek] Yapay ya da doğal çevrede beslemek ve bakmak.
REARING HABITAT [yetiştirme alanı] Kurtçuk (larva) ve genç balıkların besin ve korunak buldukları yer.
REARING POND [yetiştirme havuzu] 1- Doğaya bırakılmadan önce yapay oluşturulmuş su kütlesinde genç balıkların semirtilmesi. ® Growing pond (büyüme havuzu).
REARING POND [yetiştirme havuzu] 2- Balığın büyütüldüğü her türlü havuz.
REARING STATION [yetiştirme istasyonu] Kuluçkalandırma ve semirtme kuruluşu.
RECEIVING ENVIRONMENT [alıcı ortam] Kirleticilerin ulaştığı (genellikle) son ortam-çevre, örneğin göller ve denizler.
RECENT [yeni] Yaşamakta olan, günümüzde var olan.
RECOVERY ROPE [haydos, kurtarma halatı] ® Lazyline.
RECREATIONAL FISHERY [boş zamanı değerlendirme balıkçılığı] Kişisel kullanım, eğlenme, spor vb amaçla yapılan ticari amacı olmayan balıkçılık ya da hasat.  
RECRUIT STOCK [içgöç stoku, stoğa katılan stoğu] Avlanan stoka her yıl katılan yeni kuşak stoku.
RECRUIT(S) [içgöçer(ler), stoğa katılan(lar)] Küçük bireylerin zamanla büyüyerek, bunların %50?sinin belirli bir aşamaya (yumurtlama), avlanacak boy ya da yaşa ulaşmış ve bu alanlara (yumurtlama, avlanma) göçmüş, yerleşmiş (yeni kuşağa ait) balıklar için kullanılan terimdir.
RECRUITMENT [içgöç, stoğa katılma] 1- Bir alanın bir tür ya da faunaca yeniden yurtlandırılması.
RECRUITMENT [içgöç, stoğa katılma] 2- Genç balıkların beslenme alanlarından erin balıkların bulunduğu alana göçerek kademeli katılması ya da büyüme yoluyla ağ ile avlanılır boy ya da yaşa ulaşmasıdır. Genç balıkların %50?sinin erin stoğun bulunduğu alana yaş ya da boya ulaşması halini tanımlar ve bu aşamadaki balıkların yaş ya da boyuna da stoğa katılma (içgöç) yaşı ya da boyu denir.
RECRUITMENT CURVE [içgöç eğrisi, stoğa katılma eğrisi] ® Reproduction curve (üreme eğrisi).
RECRUITMENT LEVEL [içgöç düzeyi, stoğa katılma düzeyi] Tanımlanmış bir yıllıktan hayatta kalarak eşeysel (cinsi) olgunluğa ulaşan, üremeye katılanların nihai sayısıdır.
RECRUITMENT OVERFISHING [içgöç aşırı avcılığı, stoğa katılanların aşırı avclığı] Üstüne çıkıldığında içgöç miktarını belirgin oranda azaltan avcılık payıdır. Bunun göstergeleri şunlardır: Çok azalmış ana-baba stoku. Avda yaşlı balık oranlarının giderek azalması. İçgöçün yıldan yıla zayıflaması. Bu durumun uzunca bir süre devam etmesi, çevresel koşullardaki olumsuzlukla birlikte stokun çökmesine yol açar. Çöken stokun kendisini toparlaması türden türe ve değişen koşullara bağlı olarak 25-30 yıl ya da daha fazla sürebilir. Az yavru veren türler (örneğin köpek balıkları) içgöç aşırı avcılığına çok hassastır. Çok yavru veren (çok yumurta üreten) morina, lahoz gibi balıklarda koşullar uygun ise az sayıda ana-baba stoku iyi bir içgöç kuşağı verebilir. ® Growth overfishing (büyüme aşrı avcılığı). ® Economic overfishing (ekonomik aşırı avcılığı).
RECTAL GLAND (GLANDULA RECTALIS) [dışkılık bezi, anüs bezi, makat bezi] Keskisolungaçlılarda (Elasmobranchii) sindirim sisteminin son bulduğu kısımda bulunan salgı bezi. Bu bezin önceleri sindirim ve boşaltımla ilgili olduğu düşünülmüşsede bugün bezin yüksek yoğunlukta fazla NaCl?in atılmasında kullanıldığı düşünülmektedir.
RED BANDFISH [kurdelebalığı, flandra balığı] ® Cepola macrophthalma.
RED CAVIAR [kırmızı havyar] Som balığı havyarı.
RED CORNETFISH [kornet balığı] ® Fistularia commersonii.
RED DATA BOOK [IUCN Kırmızı Kitap, Kırmızı Kitap] Bir ülkede soyu sönmüş, tehdit ve tehlike altındaki türler listesine verilen ad.
RED MULLET [keserbaş barbunya, barbun, barbunya, barbunya balığı] ® Mullus barbatus barbatus.
RED MULLETS [barbunyagiller] ® Mullidae.
RED PEST [kırmızı taun (veba)] ® Coldwater Vibrio (soğuk su vibriosu).
RED SEA [Kızıl Deniz] Afrika ve Asya kıtalarını ayıran ve bir yandan Hint Okyanusu?na, diğer yandan Süveyş kanalı ile Akdeniz?e bağlı bir denizdir. Kıyılarında 10 ülke yer almaktadır. Yüzey alanı kabaca 450.000 km2 olup uzunlamasına 1.900 km, en geniş yeri 300 km?dir. En derin yeri 2.500 m ise de ortalama derinliği 500 m civarındadır. Oldukça geniş sığ alanlarında mercan resifleri dikkat çekici olup çok yüksek biyo-çeşitliliğe sahiptir. Suyunun tuzluluğu yüksek olup 36-38 ppt arasında değişmektedir. Bu denizin suyu kırmızı değildir ve Kızıl Deniz adının nereden geldiği tartışmalıdır. Kızıl Deniz kurak ve yarı kurak iklimler arasında olup Hint Okyanusu ile arasında iyi bir su değiş-tokuşu vardır. Ortalama yüzey suyu sıcaklığı kuzey kısmında yaz aylarında 26 0C ve güney kısmında ise 30 0C olmaktadır. Kış aylarında sıcaklık 2 0C salınmaktadır. Gelgit çok küçük olup 60 cm kadardır. Denizel akıntıları pek bilinmemektedir.
RED SEA HOUNDFISH [zargana balığı] ® Tylosurus choram.
RED TIDE [kızıl gelgit, kırmızı gelgit] Bazı fitoplankton türlerinin (Dinoflagellata) aşırı artması sonucu deniz suyu yüzeyinin kırmızımsı, pembemsi, sarı, yeşil, mavi, esmer renge dönmesine denmektedir. Türkiye sularında kızılgelgit ilk kez 1950?li yılların ortalarında İzmir Körfezi?nde belirlenmiştir.  
REDBANDED SEABREAM [çizgili mercan] ® Pagrus auriga.
REDCOAT [Hindistan balığı, naylon balığı] ® Sargocentron rubrum.
REDD [çukurcuk] Alabalıkgil balıkların nehirlerin üst kesimlerinde çakılda yumurtlamak için açtıkları yumurtlama ve dölleme çukuru (yuvası). Çukura bırakılan yumurtalara oksijen akıntılarla ulaşır.
REDD COUNT [çukurcuk sayımı] Şekil, büyüklük ve rengin kullanılmasıyla tanımlanan çukurcukların sayısından yıllar arasındaki yumurtlama büyüklüğünün karşılaştırılması için yapılan çalışma.
RED-MOUTHED GOBY [tekirkaya balığı, tekir kayası, tekirkayası balığı, kırmızı dudaklı kayabalığı] ® Gobius cruentatus.
REDOX [redoks] Yükseltgenler ile indirgenlerin gücü anlamındadır. Bu terim redüksiyon (reduction)-indirgeme  ve oksidasyon (oxidation) yükseltgemeden gelir. 
REDOX POTENTIAL [redoks potansiyeli] Suyun indirgenme-yükseltgenme yeteneği. Bir akvaryumun yaşamı ne kadar iyi desteklediğine ait göstergedir.
REDUCTION [indirgeme, redüksiyon] 1- Genel anlamda azaltma olayı.
REDUCTION [indirgeme, redüksiyon] 2- Mayoz bölünmede kromozom sayısının yarıya indiril-mesi.
REDUCTION [indirgeme, redüksiyon] 3- Kimyasal tepkimelerde maddenin pozitif yükle yüklen-mesi ve negatif yükün azaltılması (H+ eklenmesi ya da O2- çıkartılması).
REEF [resif] 1- İskelet kalkerinden oluşan ve balık ve diğer canlılara karmaşık, değişken yaşamalan sunan yapı.
REEF [resif] 2- Yüzeye yakın duran kaya tepesi ya da kum.
REEF BASE [resif tabanı] Eğimle birleşik olup altında bulunan taban alanı.
REEF BLOCK [resif bloğu] Genellikle fırtınanın resiften koparıp yerini değiştirdiği bağımsız büyük kaya.
REEF COMPLEX [resif kompleksi] Resifi oluşturan yapının tamamı.
REEF CREST [resif doruğu, resif tepesi] Resif düzlüğü sınırı kenarı.
REEF FRONT [resif cephesi] Resifin balık yaşamalanı çeşitliliğinin en yüksek olduğu deniz tarafındaki yamacı.  ® Reef slope (resif yamacı - bayırı).
REEF SLOPE [resif yamacı, resif bayırı] Denize (açığa) doğru olan eğimli resif tarafı.
REEF SYSTEM [resif sistemi] Resifler kümesi.
REFERENCE [kaynak] Atıf yapılan kişi ve yer. Çıkış yeri.
REFERENCE STATION [referans istasyonu] 1- Standart kabul edilerek diğer istasyonlardaki ölçümlerle karşılaştırma yapmak amacıyla oluşturulmuş örnekleme, veri toplama yeri.
REFERENCE STATION [referans istasyonu] 2- Diğer istasyonlardaki değişik-liklerin, farklılıkların bağımsız tahmini için oluşturulmuş veri toplama ve örnekleme yeri.
REFLECT [yansıtma] Bir dalganın yönünü değiştirme. Örnek; ses dalgalarının yansıması.
REFUGE [sığınak, refüj] Balıkçılığın ulaşamadığı alana yayılmış olup bu alan dışındaki yüksek balıkçılık baskısına rağmen türü ya da stoku ayakta tutan kısım.
REGALECUS GLESNE (KING OF HERRINGS) [kayış balığı, şerit, kurdele balığı, büyük kurdela balığı] Yüzücü (pelajik) okyanusgöçerdir (okyanodromdur). 20-1.000 m derinliklerde rastlanır. Boyu TL=11 m ve ağırlığı 272 kg olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Derinlerde yaşar. Kurtçuklar (larvalar) yüzeye yakın durur. Bilinen en uzun boylu kemikli balıktır.
REGENARATION [yenilenme, rejenerasyon] Bir canlının yitirilen ya da yaralanan vücut parçalarını (doku, organ vb?ni) yeniden oluşturma, eski işlevini yapabilecek düzeye getirilme yeteneğidir. Bu yetenek hayvanlar aleminin ilkel gruplarında daha yüksek, gelişmiş olanlarında daha azdır. Bazı polip ve medüzler ile yassı-solucanlar küçük bir parçadan canlının tamamını oluşturabilirler ki buna tam-yenilenme (complete regeneration) denmektedir. Yer solucanları vücutları ikiye bölündüğünde diğer kısmı oluşturabilirler ki buna gövde yenilenmesi (body regeneration) denmektedir. Kabuklular, iki-yaşayışlılar ile sürüngenler gibi hayvanlar kopan kuyruk, bacak vb uzantı organlarını yenileyebilirler ki buna da organ yenilenmesi (organ regeneration) denilmektedir. Kuşlar ve memeliler ancak kas ve kemik gibi dokularını yenileyebilirler. Buna doku yenilenmesi (tissiu regeneretion) adı verilmektedir.
REGENERATED SCALE (LATINUCLEATE SCALE, REPLACEMENT SCALE) [yenilenmiş pul] Düşen pulların yerine balığın oluşturduğu yeni puldur. Yenilenen pulun merkez kısmı kaybedilen pul büyüklüğünde olmasına karşın üstündeki halka ve yarıkları eksiktir. Bu nedenle de yaş tayinleri için kulanılabilir değildir. ® Macrocentric scale (makrosentrik pul).
REGIME [rejim] Uygulanması, kullanılması kabul edilen ve üzerinde mütabık kalınan koşullar. Örnek; beslenme rejimi.
REGIME SHIFT [rejim değişikliği] Balıkların üretkenliğini (verimini) etkileyen çevresel koşulların orta ya da uzun süreçte değişmesi.
REGION [bölge] Üç boyutlu ortamda, boyut ve şekli belirsiz olup etrafından özellikleri nedeniyle ayrılan alan.
REGNUM (KINGDOM) [alem] Canlıların sınıflandırılmasının ilk basamağı olup hayvanlar alemi ve bitikler alemi olmak üzere ikiye ayrılır.
REGRETION [regresyon] Bir ölçüm ya da olayın büyüklüğüne karşıt gelen diğer ölçü ya da olayın yaklaşık değerini (büyüklüğünü) bulmada kullanılan istatistiksel işlem. Birbirinin karşıtı veri setlerinin ortak noktalarının bulunmasında birkaç istatistiki yöntem kullanılmaktadır. Doğrusal regresyonda y=a+bx, üssi katsayılı modelde y=aebx kuvvet fonksiyonunda da y=axb denklemlerindeki a (kesişme noktası) ve b (eğim) değerleri bulunur ve denklem çözülür.
REGULAR [düzenli] Eşit farklılık ve aralıklarla gerçekleşen.
REGULATED FISHERY [düzenlenmiş balıkçılık] Balıkçılığı en yüksek sürdürülebilir ürün (MSY) düzeyinde tutan balıkçılık idaresi planı.
REGULATION [düzenleme] Balıkçılığa etki eden yönetme. Avcılıkla elde edilen miktarı istenen düzeyde tutmak.
REGULATIVE CAPACITY [düzenleyici kapasite] Populasyonun artma ya da azalma yerine tipik eski ortalama birey sayısına dönme eğilimi.
REGULATORY DISCARD [düzenleme ıskartası] Avlanmasına izin verilmeyen türün ya da satılması yasak boyda avlanmış balığın denize atılması.
REHABILITATION [yenileme, iyileştirme, ıslahat] Doğal ya da insan etkisiyle kaybolmuş stokun yeniden oluşturulması.
REHO- (prefix) [rheo-] Akıntı, akan.
REINTRODUCTION (RE-INTRODUCTION) [yeniden aşılama] Bulunduğu sudan kaybolmuş bir türün o suda yeniden var olması ve türün korunması için yapılan aşılama. Bu işlemde balıkçılığın desteklenmesi söz konusu değildir.
RELATIVE ABUNDANCE [göreceli bolluk] Populasyonları yıllar arasında karşılaş-tırmak için kullanılan göstergedir. Bu güncel balık sayılarının ölçüsü değildir. Populasyondaki zamana bağlı değişiklikleri gösterir.
RELATIVE CONVERSION RATE [göreceli dönüştürme oranı] Akvakültürde verilen yem miktarının toplam ürüne (üretime) bölümüdür. Bu yalnız verilen yem miktarına değil aynı zamanda balık bolluğuna (sıklığına), sağlığına, yaşına, yarış ve yemleme tekniği ve çevresel koşullar vb?de bağlıdır.
RELATIVE FECUNDITY [göreceli doğurganlık, rölatif fekondite] Balık ağırlığı birimi başına düşen yumurta sayısıdır. Örnek; yumurta sayısı/gram.
RELATIVE FISHING POWER [göreceli balıkçılık gücü] Belirli bir av aracıyla avlanan balık miktarının hemen hemen aynı an ve yerde standart araçla avlanan balık miktarına bölümü olarak belirlenir.
RELEASE [salıverme] Avdan sonra balığın suya geri bırakılmasıdır ve çoğunlukla sportif balıkçılıkta en az zarar vermek şeklinde uygulanır.
RELEASING STIMULUS [salıverme uyaracısı] Balığın yumurta bırakmasına yol açan uyarıcı.
RELICT [kalıcı] 1- Daha önce geniş alanlara yayılmış fakat halihazırda ancak bazı izole yaşamalanda var olan hayvansal organizma.
RELICT [kalıcı] 2- Sönmüş taksonomik birimden kalan. Örnek; Latimeria chalumnae.
REMORA AUSTRALIS (WHALESUCKER) [yapışkan, yapışan balığı, vantuz balığı] Yüzücü (pelajik) okyanusgöçerdir (okyanodromdur). Boyu TL=76 cm olabilir. Kendisini büyük balıklara kafasının üstündeki vantuzla yapıştırır ve birlikte gezer.
REMORA REMORA (COMMON REMORA) [yapışkan, yapışan balığı, klavuz balığı, vantuz balığı] Ticari balıkçılığı vardır. Boyu TL=84 cm olabilir. Genellikle köpek balıklarına ve diğer büyük balıklara ve kaplumbağalara hatta gemilere yapışır. Bu büyük canlıların asalaklarıyla (parazitleriyle) beslenir.
REMOTE SENSING [uzaktan algılama] Geniş anlamda, bir nesne, alan ya da olaya ait ölçümlerin ilgi alan, nesne ve olaya fiziksel yakınlık ya da doğrudan ilişki olmadan elde edilmesi ve toplanmasıdır. Uzaktan algılama alanına örneğin uçaktan ya da helikopterden hava fotoğrafı çekilmesi ya da diğer ölçümlerin yapılması ile tıpta ana rahmindeki (uterustaki) fötusun (ceninin) sesötesi cihazlarla izlenmesi, gemilerden balıkların bolluk ya da dağılımlarının yine uygun sesötesi yankı iskandilleriyle izlenmesi de katılmak-tadır. Halbuki günümüzde uzaktan algılama yaygın olarak yalnız uydulardan veri toplama ve gözlem yapma şeklinde anlaşılmaktadır. Uzaktan algılama radyometri, jeodezi ve akustik alanlarında cazip olup dikkat çekmekte ve kullanılmaktadır.
REMOTELY OPERATED VEHICLE (ROV) [uzaktan kumandalı araç] Su kolonunda derine dalarak balık gibi derin deniz organizmalarının, derin deniz iletişim kablolarının, boruların ve diğer su altı yapılarının izlenmesi ve filminin çekilmesinde kullanılan insansız olup gemi güvertesinden kullanılan ve kontrol edilen bir cins denizaltı cihazı.
REMOVAL [stoktan çekilen] Bir stoktan balıkçılık yoluyla avlananlar ile avlanmayıpta ölümüne neden olunan balıkların tümü.
REMZİ GELDİAY [Remzi Geldiay] ® Geldiay.
RENEWABLE RESOURCE(S) [yenilenebilir kaynak(lar)] Doğal yolla kendisini yenileyen canlıları tanımlar. Örnek; ağaç, balık, midye vs. Doğal canlı kaynaklar maden yatakları gibi kullanıldıkça miktarı giderek azalan kaynaklardan değildirler. Bunlar, kullanımla yerine yenilerinin geldiği, (genç kuşakların) eklendiği açık sistemlerdir (kaynaklardır).   
REO- (RHEO-) (prefix) [reo-] Akan, yönelen. Örnek; reotaksi (rheotaxis)-akıntıya cezb olma.
REPLACEMENT SCALE [yenilenmiş pul] ® Regenerated scale.
REPLACEMENT YIELD [yenilenme ürünü] Stok biyokitlesinin ne artma ne de azalmasına neden olan ağırlık cinsinden ürünün hasat edilmesidir. Populasyon üretkenliği yüksekse uygun sömürme koşullarında yenilenme ürünü de yüksektir. Stok aşırı ya da yetersiz avlanmakta ise yenilenme ürünü de azdır. Alınan ürün yenilenme ürününe eşitse stok biyokitlesi de bir yıldan diğerine değişmez.
REPRODUCTION [üreme, çoğalma] Çoğalma. Bir tür ya da ırkın kısaca bir canlının kendi sayısını yeni birey (kuşak) oluşturarak artırmasıdır. Çoğalma, eşeyli (cinsiyetli) ya da eşeysiz (cinsiyetsiz), göze (hücre) bölünmesi, tomurcuklanma, birleşme (konjugasyon) ve döllemsiz (döllenmesiz) olabilir.
REPRODUCTION CURVE (RECRUITMENT CURVE) [üreme eğrisi] İçgöç (stoğa katılma) yaşına ulaşan yeni kuşağın %50?sinin yeni kuşağı oluşturanların (stok) bolluğuna karşı yerleştirilmesiyle elde edilen şekil. 
REPRODUCTION THEORY [üreme kuramı] Bu kuram, stok büyüklüğü ancak stoktaki her bireyin bir kez yumurtlayabilmesi sonucu korunabilir, şeklinde özetlenebilir. Buna göre ana-baba sayıları ile yeni kuşaklarının sayıları arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bu herne kadar akılcı görünmekte ise de bugüne değin yumurta sayıları ile yeni kuşaklar arasında doğrudan bir bağ, stok büyüklüğü belirli bir düzeyin altına düşmediği sürece, kanıtlanamamıştır.
REPRODUCTIVE DRAIN [antagonist büyüme] ® Antagonistic growth.
REPRODUCTIVE ISOLATION [üreme yalıtımı] İki ya da daha çok grubun içsel (doğasında bulunan-inherent) ya da dışsal nedenlerle aralarında çiftleşmeyi gerçekleştirememesi. Çiftleşememe ya davranış faklılığı ya da coğrafi engelden kaynaklanabilir. Kalıtımsal üreme yalıtımı yeni türün temel ölçütüdür.
REPRODUCTIVE POTENTIAL [üreme potansiyeli] Her erin (olgunlaşmış) bireyin yumurtlamasından sonra yumurtlama çağına ulaşabilecek gizil (potansiyel) birey sayısıdır.
RESEARCH VESSEL (R/V, RV) [araştırma gemisi] Bir kurum ya da kuruluşa ait olup eğitim, öğretim ve araştırma çalışmalarında kullanılan, büyüklükleri ve donanımları farklı olabilen deniz araçlarıdır. Türkiye?de deniz araştırmalarında kullanılan deniz araçları şunlardır.

İşleten kurum
Gemi adı
Boy (@m)
ÇOMU- Su Ürünleri Fakültesi
Bilim-I                                   
25
ÇU-Su Ürünleri Fakültesi
Gözlem-I                           
  9
DEÜ-Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü
Koca Piri Reis 
36
 
Sis Bildir                 
10
Ege-Su Ürünleri Fakültesi
EgeSüf             
 27
 
Hippocampus                
 16
Enerji ve Tabii K. Bkl. - MTA Enstitüsü
Sismik-I
56
D.K.K SHODB
Çeşme
87
 
Çubuklu
41
 
Mesaha-I
21
 
Mesaha-II
21
İÜ-Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü
Arar                 
31
İÜ-Su Ürünleri Fakültesi
Yunus-I                  
33
KTÜ-Sürmene Deniz Bilimleri Fak.
Denar-I                   
 25
 
Yakamoz                  
  9
MKÜ- Su Ürünleri Fakültesi
M. Kemal I              
20
 
              
           4.5
 
             
            4.0
OMU-Sinop Su Ürünleri Fakültesi
                            
10
ODTÜ-Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü
Bilim II            1983
40
 
Lamas              1981
16
 
Erdemli            1979
17
TKB-Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü.
 
26
RESERVE [ihtiyat] Balıkçılık sezonu başında kotanın bir kısmının av tahminindeki belirsizlikleri karşılamak için saklı tutulması.
RESERVOIR [rezervuar] Sarnıç ya da su deposu. Yapay oluşturulmuş su depolama yerleri.
RESIDENCE TIME [kalma süresi] Suyun bir deniz ya da gölde yenileninceye kadar kalma süresidir. Bu sure, su giriş çıkışı olan küçük bir havuzda bir iki gün olabilecekken büyük göl ya da içdenizde birçok yüzyıla kadar uzayabilir. Örnek; Kardeniz?de suyun kalma süresi bir diğer anlatımla değişme süreci yaklaşık 390 yıldır.
RESIDENT [yerli] Göç etmeyen ve belirli bir bölgede kalan balık.
RESIDUALS [kalıntılar] Aşağıgöçer (katadrom) olup tatlısuda kalan fakat yumurtlamayan birey. Örnek; Oncorhynchus nerka denize göç etmeden önce cinsi olgunluğa ulaşır ve denize göçer.
RESILIENCE [esneklik] 1- Aşırı balıkçılık baskısı sonucu bozulan sistemin kendisini toparlaması.
RESILIENCE [esneklik] 2- Ekosistem değişmeden önce ne kadar bozukluğu kaldırabileceğine ait ölçü.
RESISTANCE [direnç] 1- Canlıların çevre koşullarına karşı gösterebildikleri dayanıklılık.
RESISTANCE [direnç] 2- Canlıların istenmeyen durumlara örneğin hastalık, yanlış beslenme ya da ağılayıcı maddelere karşı olan içsel dayanıklılık yetenekleri.
RESOLUTION [çözünülürlük] Birbirine çok yakın olan benzer nesneleri ayrıştırılabilirlik.
RESOURCE [kaynak] Balıkçılık için değer taşıyan doğal bileşenler.
RESPIRATION [solunum] Solunma, nefes alma. Canlı ile çevresi arasındaki gaz değişimi. Oksijen alınıp karbondioksit verilmesi.
RESPONSE OF FISH IN ELECTRICAL AND MAGNETIC FIELD [balıkların manyetik ve elektrikli ortama tepkisi] Farklı akılarda balık davranışı da değişmektedir. Eğer balık doğru akım alanına konulursa uygulanan voltaja göre farklı tepkiler verir. Bunlar; canlanma (activation), cezbedilme (electotaxis) ve narkozdur (narcosis). Balık alternatif akımda düzensiz hareketler gösterir. Balıkların doğru akımda gösterdikleri cezbedilme davranışından elektrikle avcılıkta yararlanılmaktadır.
RESPONSE OF FISH TO CURRENTS [balıkların akıntıya tepkisi] Balıkların akıntıya tepkimelerinde her halde bir eşik değeri bulunmaktadır. Bu eşik değeri türden türe değişmektedir. Bu çerçevede; balıklar genellikle akıntıya baş verirler, yani başlarını kendilerini akıntıya bıraksalar bile akıntıya karşı tutarlar. Irmak aşağı yüzerken akıntıdan daha hızlı hareket ederler. Soğuk sudaki balıklar ile beslenmekte olan pelajik balıklar kendilerini akıntıya bırakırlar. Balıklar akıntıya göre yönelirler ve göçerler. Işıkta akıntıya karşı yüzen ve duran balıklar karanlıkta kendilerini akıntıya bırakırlar.
RESPONSIBLE FISHERY [sorumlu balıkçılık] Balıkçılık kaynaklarının çevreyle uyumlu sürdürülebilir kullanımı.
RESSESIF [çekilgen, resesif, ressesif] Ana-babadan gelen kalıtsal bir özelliğin baskın olan diğeri tarafından örtülmesi, ortaya çıkışının bastırılması. İnsanlarda koyu (siyah) saç renginin açık (sarı) saç rengini bastırması ve yeni kuşağın koyu renkli saçlı olması gibi.
RESTING EGG [dinlenen yumurta] Gelişmesini yavaşlatma ya da durdurma aşamasına geçmiş yumurta. Bu tür yumurtalar daha çok kabuklularda görülmekte olup mevsimsel uyuklama dönemi?gelişmeyi yavaşlatma yani çiftduraklama (diapause) dönemi geçirirler. ® Diapause (çiftduraklama).
RESTING STAGE [dinlenme evresi] Larval gelişme ve yumurtadan çıkma ile aktif beslenmeye geçiş arasındaki süreç.
RESTOCKING [stok destekleme] Az miktarda balık kalmış su kütlesine stoku ve dolayısıyla balıkçılığı desteklemek ve iyileştirmek için genç balıkların salıverilmesi.
RESTORATION [yenileme] Aşırı avcılık ya da kirlilik sonucu kaybolmuş balık türünün o suya aşılanması.
RETARDING RESERVOIR [bent]Taşan suyu geçici amaçlı tutmak ya da akışını yavaşlatmak için konulmuş set.
RETENTION [kalma] Balığın ağla temas etmesi ve ağda tutsak kalması olasılığı.
RETENTION CURVE [kalma eğrisi] Balığın yaşı ya da boyu ile ağda tutsak kalması olasılığı arasındaki ilişki.
RETIA (NET) [ağ] Balinaların oksijen depolama organı olup aynı zamanda vücut sıcaklığını dengeleme görevini de yapar. Kanın aşırı ısınmasını önlemek için kanı soğuttuğu gibi ses üretirken aşırı soğuyan organlara da ısı verir. Retia?da oksijen kullanılmaz. Ayrıca vücut sıcaklığının (370C) dışa karşı korunması için vücut türe göre değişen 5-10 cm kalınlığında yalıtım görevi yapan bir yağ tabakasıyla kaplıdır.
RETIA MIRABILIA [harika ağ] ® Wonder net.
RETICULATED LEATHERJACKET [dikenliçütre balığı, dikenli çütre] ® Stephanolepis diaspros.
RETINA [ağ tabaka, retina] Gözde sinir uçlarının bulunduğu ışığa hassas tabakanın adı.
RETRO- (prefix) [retro-] Geriye, geriye doğru, arkasında. Örnek; retrofarinks (retropharyngeal)-yutak arkasında.
RETROSPECTIVE PATTERN [geriye dönük yapılandırma] Son yıllara ait model tahminlerinin yine son yıllara ait (yeni) veriler eklendikçe önemli ölçüde ve düzenli (sistematik) bir şekilde değiştiği değerlendirmelerdir. Bu, (geriye dönük) yapılan-dırma, stok tahminindeki sürekli gizil (potansiyel) hataya işaret etmektedir. 
REVERSE OSMOSIS [ters ozmoz] Yoğunluk farlılığından yararlanarak basınç altında filtreleme ile çözeltideki istenen maddenin daha düşük yoğunluğa hareketini sağlamak.
REVERSIBILITY [tersinirlik] Stokun ya da ekosistemin değişmesine neden olan sömürü boyutunun ortadan kalkmasından sonra sistemin ya da stokun kendisini eski haline dönüştürmesidir.
REVERSING THERMOMETER [ters termometre] Günümüzde kullanılmayan, değişik derinliklerdeki su sıcaklığının ölçülmesinde kullanılan biri korunmuş diğeri korunmamış termometreden oluşan görece eski bir sıcaklık ölçme düzeneği.
REYNOLD?S NUMBER [Reynold sayısı] Kıvamı h, yoğunluğu r olan bir akışkan yarıçapı a olan bir tüpten, n hızıyla akıyorsa bunun Reynold sayısı R=n.ar/h ?dür. Akışkan hızı sürtünme tabakasında düşük ancak bundan uzaklaştıkça artar. Hızın artması katmanlı (laminar) akmayı bozar ve akıntı karışık düzensizleşik (turbulent) olur. Reynold sayısı kavram olarak basitçe şöyle açıklanabilir. Reynold sayısı, içkuvvetler bölü kıvam kuvvetleri (akışkanlık) ile ilişkilidir (Rµİçkuvvetler/Kıvam). Örneğin okyanus suyunda bir balina ile bir bakteri hareket ediyor olsalar. Balina yüzmeyi bıraktığında ağır gövde suda bir müddet daha ilerler. Buna karşın bakteri yüzme hareketini bıraktığında anında durur. Burada kıvam (akışkanlık) her ikisi için aynı olduğuna göre balinanın Reynold sayısının yüksek, bakterinin Reynold sayısının çok küçük olduğu anlaşılır. 
RHEOKINESIS [rehokinez] Su akıntısına göre hareket. 
RHEORECEPTOR [rehoreseptör] Akıntı algılayıcı. Örnek; balıklarda yanal çizgi.
RHEOTAXIS [reotaksi] Su akıntısının hayvanlarda yarattığı zorunlu yönelme. Akıntıya göre yönelinme. Pozitif rehotaksi başın akıntıya karşı, negatif rehotaksi başın akıntı yönünde olması halidir.
RHINOBATOS CEMICULUS (BLACKCHIN GUITARFISH) [iğnelikeler, kemane balığı] tabansaldır (demersaldir). acısuya girer. 9-100 m derinliklerde rastlanır. boyu TL=2.4 m ve ağırlığı 50 kg olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Kumlu, çamurlu zeminde, bazen kaya kenarında, bazende kuma yarı gömülmüş halde bulunur. Canlı doğurucudur (ovovivipardır).
RHINOBATOS RHINOBATOS (COMMON GUITARFISH) [iğnelikeler, uzunkeler balığı, kemane, kemane balığı] Tabansaldır (demersaldir). Acısuya girer. 100 m derinliğe kadar rastlanır. Boyu TL=100 cm olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Genellikle derisi yüzülmüş halde et balığı adıyla pazarlanmaktadır. Kumlu, çamurlu zeminde, bazen kaya kenarında, bazende kuma yarı gömülmüş halde bulunur. Yavaş yüzer. Canlı doğurucudur (ovovivipardır).
RHINOPTERA MARGINATA (LUSITANIAN COWNOSE RAY) [folya, mandabaş, iğnelikeler balığı, çiçuna, çuçuna] Tabanyüzücüdür (bentopelajiktir). Kanat genişliği 2 m olabilir. Ticari balıkçılığı vardır. Sıkça yüzeyde gezen büyük gruplar oluşturur. İstiridye yataklarını harap eder. Canlı doğurucudur (ovovivipardır). Gebelik 1 yıl kadar sürer.
RHINOPTERIDAE (COWNOSE RAY) [inekburunlu vatozgiller] Özkedibalıksılar (Rajiformes) takımının kuyruğu dikenli ve ağılı bir ailesidir.
RHIZ- (prefix) [riz- (rhiz-)] Kök. Örnek; rizopoda (Rhizopoda) - kökayaklılar.
RHIZOBENTHOS [rizobentos] Kökleri tabanda olup su kolonuna yükselen canlı. 
RHIZOPODA (AMOEBOIDS) [kökayaklılar] Çoğunluğu yalancıayak (psödopod) ile hareket eden birgözelilerdir (birhücrelilerdir). Bir kısmı çokgözelidir (çokhücrelidir), diğerleri asalaktır (parazittir). Farklı gruplar olarak tatlısu ve denizlerde yaşarlar. Ameobozoa-amipler, Foraminifera-foraminiferler, Heliozoa-güneşhayvancıkları ve Radiolaria-ışınlılar takımlarını barındırırlar.
RHIZOSTOMA PULMO (?) [deniz lahanası] Gerçek medüzlerden olup şemsiye şeklinde, sap kısmı dallanmış ve kalınca, mavimsi yeşil renkte jöleli deniz canlısıdır. Çoğu denizde yayılmıştır. Şemsiye 50 cm çapa ulaşabilir. Nematosist taşır.
RHODOPHYCEAE [Rhodophyceace] Kırmızı alg sınıfı.
RHOMBIC SCALE [rombik pul] Elmas şekilli pul.
RHOMBOGANOIDEA [eşkenarpullular] Balıkların Tükel-ağızlılar (Teleostomi) alt sınıfına giren bir takımı. Kemik iskeletli olup vücutları eşkenar pullarla örtülüdür. Kuyruk yüzgeci heteroserktir. Kemikli-turna-balığıgiller (Lepisosteidae) ailesi vardır.
RHOMBOID [rombiod] Elmas şeklinde.
RHOMBOID SCALE [romboid pul] Üstüste binmeyen ya da kısmen binen paralelkenar biçimli, parlak pul.
RIB [iskarmoz, kaburga] Gemilerin kaburgasını oluşturan eğri ağaç ya da metal yapı. Tekne gövdesini oluşturan postaların (ıskarmozların) hepsi.
RIBBON FISH [kağıt balığı] ® Trachipterus trachypterus.
RIBBON FISHES [kağıtbalığıgiller] ® Trachypteridae.
RIBONUCLEIC ACID [ribonükleik asit] Uzun bir polimer olup daha çok sitoplazmada bulunur. DNA?dan kalıtsal bilgilerin sitoplazmaya aktarılması ile protein sentezinin gerçekleşmesinde önemli rol oynar.
RICHNESS [zenginlik] Bir alandaki toplam tür sayısı. Tür sayısı bölü toplam birey sayısı şeklinde verilebilir.
RIDGE [sırt] İki ırmak sistemini ayıran hat, yükselti, tepe sırt vb.
RIGHT [hak] Belirlenmiş miktarda balığı avlama hakkı. Toplam izin verilebilir avın (TAC) bir kısmının ya da parçasının tekne ya da sair araçları kullanarak balıkçılığı düzenleyici organın koyduğu koşul ve plana uygun olarak avlama hakkı.
RIGHT HAND PROPELLER [sağa devirli pervane] Kıçtan başa doğru bakıldığında sancağa (sağa) doğru dönen pervane. Tek pervaneli teknelerde pervane hep sancağa (sağa), çift pervanelilerde ise sancaktaki yine sancağa (sağa), iskeledeki iskle yönüne (sola) döner.
RIGHT WHALES [gerçekbalinagiller] ® Balaenidae.
RIGHTEYE FLOUNDERS [yanyüzergiller] ® Pleuronectidae.
RING [halka] Balığın sert aksamlarında yer alan ve yaş tayinlerinde kullanılan büyüme kuşağı. Bunlara bant, marka ve kuşak da denmektedir. ® Annulus.
RING TRAWL [halka trolü] Görece büyük gözlü olup balık yumurta ve larvalarının örneklenmesinde kullanılan plankton ağı.
RIP CURRENT [sualtı akıntısı] Dalgaların getirdiği ya da net taşınmayla gelen aşırı suyu açığa taşıyan eni dar şiddetli akıntı. Akıntı kanal, dalgakıran, düzenli ve düzensiz sahil kesimlerinde görülebilir.
RIPARIAN [kenar] Irmak kenarıyla ya da kenar yamacıyla ilgili.
RIPARIAN RIGHTS [kenar hakları] Su yatağına sınırı olan kara parçasına sahip olan kişiye ait haklar.
RIPE EGG [olgun yumurta] Gelişmesini tamamlamış ve döllenmeye hazır yumurta.
RIPE FISH [olgun balık] Yumurtlamaya hazır balık bireyi.
RIPENING [olgunlaşma] Bir balığın olgun olma süreci. ® Maturation.
RISE [çıkma, yükselme] Beslenmek için balığın su yüzeyine çıkması, yükselme eylemi.
RIVER BASIN [ırmak havzası, nehir havzası] 1- Bir ırmağın kolları dahil su toplama bölgesinin tümü.
RIVER BASIN [ırmak havzası, nehir havzası] 2- Irmağın örneğin bir bent ya da doğal yapıyla (şelale) ayrılmış kısmı.
RIVER MOUTH [ırmak ağzı, nehir ağzı, mansap] Bir ırmağın deniz ya da göle döküldüğü, onunla birleştiği yer.
RIVERINE [ırmakçıl, nehircil] Irmakla ya da içinde yaşayanlarla ilgili.
RNA (abbrev.) [RNA] ® Ribonucleic acid (ribonükleik asit).
ROCK GOBY [hortumkaya balığı, hortumkayası balığı, hortum kayası, kayabalığı] ® Gobius paganellus.
ROCK LOBSTER  [böcek, langust]  ® Palinurus.
ROCKFISH [iskorpitgiller] ® Scorpaenidae.
ROCKHOPPER DISC [kaya atlatan disk] Otomobillerin eski lastiklerinden kesilen ve kaba zeminde dip trolü çekimlerini mümkün kılmak için özellikle kurşun yakaya bağlanan ortası delik tekerlekler.
ROCK-HOPPER TRAWL [kaya atlayan trol] Kurşun yakası ile ağın kabaca bel (orta) kısmında döner lastik disklerin bulunduğu ve tabanda sürüklenirken kaba malzemeyle karşılaştığında üzerinden zıplayarak geçebilen dip sürütme ağı.
ROE [yumurta] Yumurtalıktaki (ovaryumdaki) yumurta. Sert olanı dişiye yumuşak olan (soft roe) erkeğe ait anlatımdır.
ROLLING (LURCH) [yalpa] Teknenin dalgaları yandan alması nedeniyle sallanması, teknenin iskele sancak, sancak iskele şeklinde sallanması.
ROMAN NUMERALS [Romen rakamları] Sert ve yumuşak ışınların belirtilmesi ile bazı eski yayınların cilt, sayı ya da yılını belirtmede kullanılmış ve kullanılmaktadır.

I         = 1
II        =  2
III       =  3
IV       =  4
V        =  5
VI       =  6
VII      =  7
VIII     =  8
IX       =  9
X        =10
XV      = 15
XX      = 20
XXV    = 25
XXX    = 30
XXXV   = 35
XL       = 40
XXXXV  = 45
L        = 50
LX       = 60
LXX      = 70
LXXX   = 80
XC      = 90
C        = 100
D        = 500
M       = 1000
ROPE COIL (COIL, FAKE) [roda] Açılmamış halde silindir şeklinde sarılı halat.
ROPE TRAWL (SPAGHETTI TRAWL) [halat trol] Özellikle orta su troll ağlarının suya karşı direncini azaltmak için ağın geniş ağız kısmının biribirine koşut (parallel) gibi uzanan halatlardan oluşturulmuş olduğu troll ağı.
ROSARY PONDS [tespih havuzlar] Suyun bir havuzdan çıkıp diğerine aktığı balık havuzları.
ROSSBY WAVES [Rossby dalgaları] Belirgin bir enlemsel genişlikte olup çok uzun boylu dalgalar.  
ROSTRAL [burunönü] 1-  ® Prenasal.
ROSTRAL [burunsal] 2- Burunla ilişkili.
ROSTRORAJA ALBA (BOTTLENOSED SKATE) [akvatoz, vatoz] Tabansal (demersal) olup 30-600 m derinliklerde yayılır. Boyu TL=2,3 m olabilir. Sahanlık ve sahanlık yamacında kumlu ve kayalık zeminde bulunur. Çiftleşme sonrası yumurtlayarak çoğalır (ovipardır). Kapsüllü yumurtaları kumlu zemine bırakır.
ROSTRUM [gagaburun] Uzun ya da ileri çıkmış burun, gaga.
ROTATIONAL FISHERY [dönel balıkçılık] Birbirini izleyen (balıkçılığa) açık ve kapalı alanlarda balıkçılık. Aşırı avcılığın yapıldığı alanın izleyen av sezonunda balıkçılığa kapatılması.
ROTATORIA (ROTIFERS) [rotatorlar] Suda yaşayan omurgasız küçük hayvanlar olup kamçılarıyla dönerek hareket ederler. Birkaçı deniz, acısu ve çoğunluğu tatlısuda yaşar. Erkeği cücedir. Bazılarında ise erkek bulunmaz ve çoğalma partenogenez ile olur. Partenogenez çoğalmada yumurtaların bir kısmından dişi birey oluşurken diğerleri yozlaşmış kendisini besleyemeyen yalnız atmık üreten erkeği oluşturur. Döllenmiş yumurtadan oluşan zigot kurumuş havuzlarda kalabilir. Altmış yıl kadar sürebilecek kuraklık dönemlerini kist oluşturarak aşarlar. Bu süre sonunda yeniden canlı oluşturabilirler. Biçimleri farklıdır. Kutu ya da solucan şeklinde olabilirler. Bir kısmı yer değiştirmez ve tüp içerisinde yaşar. Üç sınıfta kabaca 2.000 tür bulunmaktadır.
ROTIFERS [rotatorlar] ® Rotatoria.
ROUGH RAY [vatoz, vatoz balığı] ® Raja radula.
ROUGH SEA [kabadalga] Dalga yüksekliği 1.5-3 metrelerde olup gemiyi etkileyen dalga.
ROUGHAGE [posa] Akvakültürde kullanılan yemin yüksek oranda sindirilemeyen selüloz gibi malzeme ihtiva etmesi.
ROUGHSNOUT GRENADIER [uzunburunlu farebalığı] ® Trachyrincus scabrus.
ROUGHTAIL STINGRAY [iğnelivatoz, deniz kedisi, rina balığı] ® Dasyatis centroura.
ROUGHTIP GRENADIER [fare balığı] ® Nezumia sclerorhynchus.
ROUND FENDER [balon-usturmaça] Farklı malzemeden üretilmiş balon biçimli usturmaça.
ROUND GOBY [kumkaya balığı, kum balığı, kumkayası balığı, benekli kaya balığı, kayabalığı] ® Neogobius melanostomus.
ROUND HERRING [kalem sardalya, Akdeniz hamsisi] ® Etrumeus teres.
ROUND SARDINELLA [sardalya, kulaklısardalya, sardalya, büyük sardalya] ® Sardinella aurita.
ROUND STINGRAY [tırpana balığı, yuvarlak rina] ® Taeniura grabata.
ROUND TURN [volta] Halatın sabitlemesi için bir yere sarılması.
ROUTE [rota] Geminin gittigi yöndeki hat.
ROV (abbrev.) [uzaktan kumandalı araç] ® Remotely Operated Vehicle.
ROWLOCK [iskarmoz] Küreklerin çekilebilmesi için küreklerin bağlanması ve oturmasında kullanılan ay şeklindeki sabitleyiciler.
ROYAL FLAGFIN [derinsu zurna balığı] ® Aulopus filamentosus.
r-SELECTION [r-seçim] 1- Bir yaşama yönetimi türü olup, erken olgunlaşma, hızlı ve ani büyüme, genç yaşta çok sayıda yeni kuşak üretme, küçük boyluluk, yüksek ölüm oranı ve kısa ömür şeklinde belirlenmiştir. Bu strateji önceden kestirilemeyen çevresel değişikliğe uyumdur. İstilacı olanlar genellikle r-seçicilik benzeri yayılım gösterirler. Populasyonun sayısal büyümesi bir parabole benzer. Az sayıdan çok sayıda yeni kuşak üretip denge noktasında salınarak durumunu koruyabilir ya da yine hızla azalabilir. ® k-selection (k-seçim).
r-SELECTION [r-seçim] 2- Bazı balıklarda görülen yaşama şeklidir. Avusturalya?daki Büyük Bariyer Resifi?nde yaşayan cüce kayabalığı (Eviota sigillata) 59 günlük yaşam süresi ile omurgalılar içerisinde bilinen en kısa ömürlü balıktır. Bir olasılıkla yırtıcı baskısına bir tepkidir. ® k-selection (k-seçim).
RUBBERLIP GRUNT [?] ® Plectorhinchus mediterraneus.
RUDDER [dümen] Gemi ya da tekneye yön vermek için kullanılan düzenek. Geminin kıça takılı yön değiştirici aracı.
RUDDER TILLER (TILLER) [yeke] Dümen başına takılan ve dümeni elle kullanmaya yarayan kol. ® Rudder (dümen).
RUDIMENTARY [kalıntı] Küçük, gelişmemiş, çok az gelişmiş ya da gelişmesi kusurlu (özürlü) olan.
RUDIMENTARY RAY [kalıntı ışın] Gelişmemiş, çoğunlukla çok küçük olup sayılmayan basit yüzgeç ışını.
RUFUS SNAKE EEL [yılankurdu balığı, dikenli yılanbalığı] ® Ophichthus rufus.
RUNAGROUNG (ASHORE STEM ON) [baştankara] Deniz aracının sahile baş tarafından oturması, oturtulması.
RUSSIAN STURGEON [Rus mersini, Rusmersin, karaca balığı, mersin balığı, Rus mersin balığı]  ® Acipenser gueldenstaedtii.
RUST DISEASE [pas hastalığı] Deriye paslanmış görünümü veren bulaşıcı balık hastalığı.
RUSTY BLENNY [horozbina] ® Parablennius sanguinolentus.
RUVETTUS PRETIOSUS (OILFISH) [Küveyt balığı, kalas balığı] Tabanyüzücü (bentopelajik), okyanusgöçerdir (okyanodromdur). 100-800 m derinliklerde rastlanır. Boyu 2 m ve ağırlığı 64 kg kadar olabilir. Ticari balıkçılığı önemsizdir. Tabana yakın kesimde genellikle tek ya da çiftler halinde gezer. Açıkdenize göç eder. Eti çok yağlıdır. Çok yendiğinde ishal yapar. Zehirlenme görülebilir.
RÜPPELL'S SCALDBACK [küçük pisi] ® Arnoglossus rueppelii.
RV (R/V) (abrev.) [araştırma gemisi] ® Research Vessel.

Yukarı