Akvaryum İçin Hangi filtreyi Seçmeli

Akvaryumlarımız bizi cezbeden, bizi gerçek dünyanın sıkıntılarından bir miktar olsun ayıran, ayrı bir dünya. Biz de elimizdeki bu küçük dünyayı temiz tutmak için elimizden geleni, cebimizden geldiği kadarı ile yapmaya çalışıyıoruz. Akvaryumlarda çoğunlukla kolay bulunması, pratik temizlenmesi ve özellikle de ucuz olması nedeni ile iç filtreler kullanılmakta. Kaç tane hobici vardır ki meşhur yeşil iç filtreyi akvaryumunda kullanmamış olsun? Peki bu iç filtreler filtrasyon için yeterli mi? Hayır yetersiz. Bu cevap çoğu kimseyi tam olarak tatmin etmez. Hem biz ne biliriz ki, bize kalsa her balığa envai çeşit yem kullanılmalı, her türe ayrı bir akvaryum kurulmalı, devamlı pH ölçümü yapılmalı. İnsanımız doktor önerilerine de bu bakışla yaklaşır, doktorun söylediklerini yesem açlıktan ölürüm deriz hani. Fakat aslında gerek doktorun olsun, gerek akvaryum konusundaki önerilerin olsun çoğu doğrudur. Tabiki her akvaryuma uv sterilazatör şart denemez ancak bir akvaryum için filtrasyon çok önemlidir, özellikle de biyolojik filtrasyon. Bu yazıda biyolojik filtrasyonun nasıl sağlanması gerektiğini elim vardığınca anlatmaya çalışacağım.

 

Akvaryum serüvenine ilk adım makalesinde biyolojik döngünün önemini anlatmıştım. Balıklarca suya bırakılan amonyak çok zehirlidir. Amonyağın derhal nitrite, ondan sonra da nitrata çevrilmesi gereklidir, bunu yapanlar da nitrifikasyon bakterileridir demiştim. Su, bu bakterilerin üzerinde kolonileşeceği bir ortam değildir. Bakteriler akvaryumda genellikle kum ve filtre üzerinde kolonileşirler. Kumun da altından çok az akıntı geçtiğini, oksijenli bakterilerinin orada yeterli sayıda bulunamayacağını, kum yüzeyinin de elverişsiz ve az olduğunu hesap edersek yükün çoğunun filtreye kaldığı açıktır. Şimdi filtrede bu bakterilerin barınabilmesi için yeterli alan gerekli. Sert sünger veya substrat bu görevi alnının akıyla yapmakta. Şimdi olaya büyüteçle bakmak gerekli. Su filtreye giriyor, bu arada sudaki amonyak ve nitrat bu bakterilerce tutuluyor ve zamanla dönüşüme uğruyor. Yani süngerin ve bakterinin yanında filtrasyon için bize bir de su akışının gerektiğini görüyoruz. İşte fark burada başlıyor. İç filtreye örnek olarak elimdeki Atman AT F-202 filtreyi (saatte 1200 litre su çevirmekte), dış filtreye örnek olarka ise yine elimdeki Sacem 500 Marathon filtreyi kullandım. (Saatte 800 litre su çevirmekte ancak yerden 1-1,5 metre yukarıya su bastığından bu sayı 500 litreye düşmekte)
Dış filtrenin haznesinin çapı 14 cm, alanı 154 cm2.
İç filtrenin sünger konulan yerinin boyutları 6'ya 4 cm. yani 24cm2.
Dış filtre saatte 500l su basmakta. Dış filtrenin 1 cm2'lik birim alanından 500/154'den saatte 3,25 litre su geçmekte.
İç filtre saatte 1200litre su basmakta, iç filtrenin 1cm2 lik birim alanından ise 1200/24'den saatte 50 litre su geçmekte.
Yani dış filtrenin 15 katından fazla bir hızla iç filtreden su geçmekte. Kötü haber geliyor; bu kadar kuvvetli akıntıda bakteriler yeterli sayıda kolonileşemez, yani iç filtre biyolojik filtrasyon yapamaz.

Peki iç filtreler ne olacak?
İç filtreler sudaki kaba pislikleri tutma, dış filtrenin kaba pisliklerle dolmasını önleme açısından yardımcı olarak kullanılabilir, hatta kullanılmasını öneririm. Mümkünse görselliği bozmaması açısından bitki veya taşların arasına kamufle edilmelidir. Düşük debili ve geniş alanlı biyolojik iç filtreler mevcut ancak çok geniş oldukları için akvaryumda kötü bir görünüm oluştururlar üstelik de fiyatları dış filtrelerden pek de farklı değil. Kendi iç filtrenizin debisini düşürseniz bile filtre hacmi, dış fltre kadar fazla olmadığından yeterli verim alamazsınız.

Peki biyolojik filtrasyon nasıl olacak?
Akvaryumunuzun biyolojik yükü hafifse; bol bitki, az balık, sık ve sağlıklı su değişimi bu yükü hafifletiyorsa ve akvayumunuz küçükse; hava motoru ile çalışan pipo filtreler biyolojik filtrasyon görevini üstlenir. 80 litrenin altındaki akvaryumlara dış filte uygun olmayacaktır, zaten bu tip akvaryumlarda 5cm'i geçen balıklar beselenemeyeceğinden sayı ve yemleme de uygun tutulursa problem olmayacaktır. Ancak büyük akvaryumlar için dış filtre hatta daha büyükler için alt sistemli bir filtrasyon şarttır.

Filtrenin yüksekliğinin bir etkisi var mı?
Filtrenin yüksekliği geçiş hızını etkilemez. Bu yüzden iç filtrede ne kadar yükseklik artarsa artsın bakteri sayısında kaydadeğer bir artış olmayacaktır. Ancak dış filtrede 10 cm yüksekliğinde bir substratta, 5cm yüksekte olandan yaklaşık 2 kat daha fazla bakteri bulunur.

Akvaryuma 2-3 tane iç filtre koysam durumu kurtarır mı?
Hayır. Fark zaten nicelikte değil nitelikte, kaç tane ekmek yerseniz yiyin, etin yerini tutmayacaktır.

Veriler açık, akvaryumunuzda büyük boyutlu ve obur olan; Malawi Cichlidleri, Japon Balıkları ve Discus gibi türler varsa dış filtre edinmelisiniz.


Yazan: Refet Ali YALÇIN

Yukarı