Yavru Köpek Tuvalet Eğitimi

Eve yeni aldığımız yavru köpekten, hep kendi psişik gücünden fazlasını isteyerek, temiz olmasını bekleriz. Hatta bazıları piyasadaki tuvalet eğitim spreyleriyle hemen işi halledebileceklerini zannederler. Oysa, yaşamının ilk aylarında yavru köpek, aynı bebekler gibi tuvaletini tutabilmek için gerekli sinirsel gelişimini henüz tamamlamış değildir. Yeni ortamına hemen uyum sağlayamayacak ve doğal olarak nereye tuvaletini yapacağını bilemeyecektir. İşte köpeğe tuvaletini yapması gereken yeri öğretmeye, ?tuvalet eğitimi? adını veriyoruz.

Buradaki hareket noktamız sadece, köpeğin doğuştan gelen, yuvayı temiz tutma eğilimini geliştirmek ve tüm evi kendi yuvası olarak görmesini sağlamaktır. Ancak köpekler arasında ırk farklılığı gibi kalıtımla ilgili sebepler dolayısıyla temizlik eğitimini almada farklılıklar gözlenebilmektedir. Eve yeni bir yavru aldığınızda, siz onun öğretmeni, eviniz de onun barınağı olur. Çoğu köpekler eve alındığında yedi sekiz haftalık civarında olur ki, bu yaş, öğretime başlamak için uygundur.

Köpek yavrularında temel alışkanlıklar erken dönemde yerleşir, bu yüzden köpeğiniz için seçtiğiniz dışkı yeri, köpek için kalıcı olur. Gazete kağıdı, ot, beton ya da asfalt dışkı yeri için idealdir. Eğer gazete kağıdını dışkı yeri olarak kullanıyorsanız, köpeğin yatağına gazete kağıdı örtmeyin veya gazeteyi başka amaçlar için kullanmayın.

köpeğiniz için seçtiğiniz yataklık ile dışkı yerinin,birbirine yakın ve ulaşılması kolay olması gerekir. Daha ileride ise yatak ve tuvalet birbirinden uzak tutulmalıdır.

Bir yavru normal olarak, uyanınca yiyip içtikten sonra, oyun ve diğer aktivitelerden sonra ve akşam yatmadan önce tuvaletini yapar; bu zamanlarda köpeğinizi dışkı yerine götürmeniz gerekir. Bir yavru günde üç ile dört kere yemek yer, birçok kere su içer ve birçok kerede oyun aktivitelerinde bulunur. Bu da demektir ki, eğer dışkı yeri dışarıdaysa, yavru köpeğinizle günde birçok kere tuvalete çıkmalı ve beş ile on dakika kadar kalmalısınız.

Özellikle çalışan hayvan sahiplerinin bu eğitimi vermesi zordur. Tamamen imkansız anlamına gelmesin, ancak bu durumda eğitimin süresi birkaç ayı bulabilir. Bu esnada evde vuku bulan işeme olaylarına tahammül etmek kolay değildir. Çalışan hayvan sahipleri yavru köpek alacaklarsa izin dönemlerine rast getirmelerini tavsiye ederim. Köpekle iki hafta süreli yoğun ilgi hem tuvalet eğitimini sağlayacak, hem de köpek gelişiminde önemli olan bu dönem daha iyi değerlendirilmiş olacaktır.

Yavru köpeğin, tüm evi yuvası olarak kavraması o kadar kolay olamamaktadır. Ev içinde özgürce dolaşan yavru köpek, sahibinin en fazla titizlik gösterdiği odaları dışkılama yerleri olarak görüp, ihtiyacını buralarda giderebilir. Burada yapılması gereken, ilk önce köpeğin hareket alanını daraltarak, küçük ama ferah bir odaya alınması, odanın belli bir yerine bağlanması veya etrafının çevrilmesidir. zaten köpek tuvaleti geldiğinde, ister bağlı, isterse de serbest olsun, önce etrafı koklamaya başlar ve işeyecek yeri arar; bu hareketleri hayvan sahibi kolayca fark edebilir. Bunu fark eden hayvan sahibi her defasında hemen köpeğini alır ve doğru yere götürür, köpek doğru yere işerse aferin diyerek okşanır.

Köpek, yaşadığı yeri kirletmemesini öğrendikten sonra, bu bölgenin alanı, kademeli ve devamlı olarak gözleyerek büyütülmeli, bağlı ise ipi uzatılmalıdır. Adım adım büyütülen bu alana paralel olarak köpek tüm evi yuvası olarak görecektir. Zaten bir süre sonra sindirim faaliyetleri ve dışkılama, günün belirli zamanlarında ritmik hareketler haline gelecektir (örneğin; sabah ve akşam gezilerinde).

Yavru köpek yeterli şekilde dışarı çıkarılamıyorsa, dışkı ve idrarını gazete kağıdı üzerine yapması öğretilebilir. Bu gazete kağıdı, her zaman aynı yerde bulundurulmalı ve gazete değiştirilirken, dışkı ve idrarla kirli bir sayfa bırakılıp, alttaki sayfalar değiştirilmelidir. Böylece köpek sadece optik olarak değil, olfaktorik olarak da (kokuyla) uyarılmış olur. Yavru köpek dışkısını gazete kağıdı üzerine yapmaya alışınca, evde özgürce dolaşabilecek duruma gelir ve doğru yere yapmaya devam ederse, dolaşma özgürlüğü artık kısıtlanmaz.

Yavrulara ev eğitimini vermek sahibinin maharetine bağlıdır. Bu eğitim sekiz haftalıkken başlar, çünkü bu haftalar temel olayları öğrenme dönemidir. Ancak köpek sekiz haftalıktan küçük olsa da yapılabilecek birtakım şeyler vardır. En azından evi yuvası olarak görmesine bu yaşlarda da yardımcı olabiliriz. Tabii ki, bu yaşlarda eğitim amacıyla hayvana kızma ve bağırma gibi davranışlarda bulunmak hatalıdır.

Sabrın çok önemli olduğu ve köpeğin algılama kapasitesinin her an aynı olmadığı unutulmamalıdır. Örneğin; bazı günlerde köpeklerin psikolojik durumu öğrenme için uygun olmayabilir ve dikkatleri kolayca dağılabilir (stres, çevresel uyarımlar vb).

Köpeğin sahibine duyduğu bağlılık ve güven nedeniyle, sahibi yanında değilken dahi, onun tekrar geleceğinden emin olmasının, ev kurallarına uyması, örneğin; tuvaletini tutması ve ortalığı dağıtmaması açısından önemi vardır. Dışarıya pisleme alışkanlığı olan bir köpeğin sahibinin evden 12 saatten fazla uzak kalma durumu varsa, bu köpeğe banyo, tuvalet gibi yerlere tuvaletini yapması öğretilmelidir. Bazı köpekler 24 saatten fazla bir süre tuvaletlerini tutar ve eve pislemezler. Ama bunu yapabiliyor diye gevşek davranıp, ona ıstırap vermek büyük haksızlık olacaktır.

Köpeğin yemek yeme ve dışarı çıkma saatlerinin düzenli olması çok yararlıdır. Bu, köpeğin yaşamını düzene soktuğu gibi, sindirim sistemine de ritim kazandıracağı için hayvanın pisleme ihtiyacı günün belirli saatlerine denk gelecek ve bu saatler dışında pisleme ihtiyacı duymayacaktır.

Eğer yavru, annesinden ayrılıp doğrudan bize gelecekse, tuvalet eğitiminde farklı bir yöntem kullanılabilir. Örneğin; gazeteye alışmış anne köpek doğum yaptığında, yaşadığı yerin yakınına, kendisinin ve yavrularının kullanabileceği tuvalet yeri yapılır ve kendi dışkısıyla kirli gazete buruya konulur. Böylece bu tuvaletin anne köpek tarafından kullanılması sağlanır. Altı haftalıktan büyük olan yavru köpekler tuvalet konusunda annelerini her zaman örnek alırlar ve annelerinin yaptığı yeri kullanırlar. Yavruyu aldığımızda tuvalet olarak kullanılan bu gazete ya da bu amaçla kullanılan başka bir materyalden parça alarak, evde uygun bir yere koyarsak yavrunun yeni ortamında koku yardımıyla doğru yeri bulmasını sağlamış oluruz. Eve gelindiğinde, alınan bu parça, yapılacak tuvaletin içine katılır ve yavru köpeğe koklatılır. Sonra köpek orada yalnız bırakılır. Normalde yavru, kendi yuvasındaki tuvaletten tanıdığı bu kokuyla ilgilenecek ve yeni tuvaleti olarak orayı kabullenecektir.


Ancak yavru köpek, her şeye rağmen yeni bir ortama ve insanların arasına geldiği için tuvaletinin yerini unutabilir. Tuvaleti geldiğinde evin en güzel halısını koklamaya ve kendine uygun bir yer bulmaya çalışır. Bu durumda kesinlikle yavruyu korkutmamak gerekir, eğer korkutursak tuvaletini yapamaz ve yapacağı yeri öğrenemez veya korkudan hemen oracığa yapabilir ve yaptığı yerde bıraktığı koku, yavrunun tekrar oraya yapmasını teşvik eder. Bu nedenle böyle bir durumda onu arkadaşça çağırmalı, nazikçe tutarak, tuvaletine götürmeliyiz. Tuvaletine bıraktıktan sonra, tekrardan oturma odasına gitmeli, ancak oturduğumuz yerden onu gözetleyerek, tuvaletini yapıp yapmadığını öğrenmeliyiz.

Yanış yerlere yaptığı zaman, bizim hissedemediğimiz ama onun günlerce hissedebileceği kokunun oradan kaldırılması şarttır. Bu yer özellikle amonyaklı olmayan bir leke çıkartıcıyla, örneğin; çamaşır suyu veya sirkeyle temizlenmelidir (sirke köpek için itici bir kokuya sahip olduğundan uzaklaştırıcı olarak da yararlıdır). Amonyak, normal idrarda da bulunduğu için hayvanı tekrar oraya çekebilir.

Eğer yavru köpek olayı kavrayamaz, tekrardan halının üzerine tuvaletini yapmaya çalışırsa, kesinlikle sabırlı bir şekilde davranıp, her defasında tekrar tuvaletine götürmeliyiz. Sonunda uyum içinde yaşayabileceğimiz bir köpeğimiz olacağından şüphemiz olmasın. bu eğitimde, köpeğin üzerine düşenden daha fazlası bizim üzerimize düşmektedir ve yine başarısız olunduğu takdirde nedeni ve sorumlusu kesinlikle köpek olmayacaktır. Yani köpeğe bu eğitimi veremediysek onu suçlamanın hiçbir anlamı yoktur.

Yavru köpeğe kızmamız, onu tutup sallamamız burada kesinlikle sonuç vermez. Ancak sabır ve bilinçli hareket ettiğimizde istediğimiz sonuca kesinlikle ulaşırız. Yavru köpek tuvaleti kullanmasını öğrenirse, sevincimizi yüksek sesle, yavrunun anlayabileceği tarzda gösterebiliriz. Ona hediyeler verip ödüllendirebiliriz. Bundan başka bir yol yoktur. Eğer tuvaletini istenmeyen yere yaptığı zaman cezalandırırsak, ona bağırırsak, köpek bizim bu davranışımızı, yaptığı hatayla bağdaştıramaz. Tuvaleti nedeniyle ona öfkelendiğimizi düşünerek, tuvaleti geldiğinde kendisini cezalandıracağımızı zanneder ve kimsenin görmediği zamanlarda gizli yerlere yapmaya yeltenir. Küçük yaşta böyle bir tecrübe edinirse, ileride, koltuk altında veya koridorda pek çok ?hediye? ile karşılaşabilirsiniz. Belki bu tip cezalandırmalar, ancak köpek suçu işler işlemez uygulanırsa (en fazla iki saniye sonra) niçin cezalandırıldığını anlayabilir ama anlaması doğru davranışı yapacağı anlamına gelmez.

Bazı hayvan sahipleri eve döndüklerinde, köpeğin tuvaletini yaptığını fark edip ona bağırmaya başlar ve biraz evvel söylediğimizin aksine, ?Köpek niye kızdığını gayet iyi anlıyor, çünkü tuvalet yapmışsa ben eve geldiğimde kaçacak delik arıyor? der. Köpeğin bu kızma sebebini anladığını da kabul edebilirim. Ama bu davranışsal bozukluktan dolayı yapılmışsa (ki çoğu bu nedenle yaparlar) bu bağırma, işi daha da kötüleştirmez mi? Bu bağırma köpeğe doğru davranış açısından öğretici midir? Yani doğru yolu gösterebilmekte midir? Köpek hatasını kavramış olabilir ama mühim olan doğru yeri öğretmektir ve bu açıdan kızmanın hiçbir yararı yoktur.

Yavrunun sidik kesesinin, aynı anda çok miktar idrarı taşıyamayacak kadar ufak olması gibi birçok nedenden ötürü sık sık işeme kazalarıyla karşı karşıya geliriz. Çocuklarımız bu tip hatalar yaptığında onları cezalandırırsak, bu cezanın sebebini onlara anlatabilir ve bir daha yapmamalarını isteyebiliriz. Ancak köpeklere, cezalandırmamızın nedenini açıklayamaz, sadece hatasını anlamasını sağlarız. Örneğin; köpek sahibi evde toprak içinde çiçek yetiştiriyorsa ve çime tuvaletini yapmaya alışmış köpek, evdeki bu toprağa tuvaletini yapıyorsa, köpek sahibi genellikle köpeğe çok kızar ve onu çeşitli şekillerde cezalandırır. Bunun sonucunda, yavru yalnızca tuvalet yapmanın ya da sahibinin yanında tuvalet yapmanın problem olduğunu düşünebilir ve değişik davranmaya başlayabilir. Örneğin, sahibi evde yokken tuvalet yapabilir. Bu nedenle tekrar söyleyelim, köpek yanlış bir şey yaptığında ona mümkün olduğunca anında kızılmalı ve arkasından doğrusu gösterilmelidir. Böylece köpek ikisi arasında bağlantı kurabilir. Ev eğitimi problemlerini çözmede ceza etkin bir yol olmadığı gibi, böyle her basit olayda hayvanı cezalandırmayla ileride gelişecek daha ciddi olayda hayvanı cezaların etkinliği kalmayacaktır. Ayrıca köpek yavrusu, her zaman sahibinden pozitif duyumlar almak ister, bu nedenle verilen cezalar ağır olmamalı ve köpeğin bu gibi problemleri aşmasında sevgi ve ilgiyle yardımcı olunmalıdır.

Köpek türlerinin ev eğitimine gösterdiği tepkiler farklıdır. Örneğin; Basset Hound, Dachshund, Fox Terrier, Dalmaçyalı, Pekinez gibi bazı ırklarda bu eğitim daha zor olmasına karşın, Bichon Frise, Kaniş, Welsh Corgi, Avusturya çoban köpeği ve Doberman Pinscher gibi ırklarda daha kolay olmaktadır. Dişi köpekler, erkek köpeklerden daha iyi eğitilebildikleri için almayı düşündüğünüz köpek, ev eğitiminde fazla başarı gösteremeyen bir ırka mensup ise dişisini tercih etmelisiniz.

Doç. Dr. Tamer Dodurka
İ. Ü. Veterinerlik Fakültesi
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı

Yukarı