Deve Kuşu

Deve Kuşu (Struthio camelus)

MsXLabs.org & Temel Britannica & Vikipedi, özgür ansiklopedi

  • Binominal adı: Struthio camelus, Linnaeus, 1758

  • Korunma durumu: Asgari endişe (LC)

 

Deve Kuşu bugün yeryüzünde yaşayan bü tün kuşların en irisidir. Afrika'da yaşayan ve uçamayan bu kuşların erişkin erkeklerinin boyu 2,5 metreyi, ağırlığı da 130 kilogramı bulabilir. Devekuşunun (Struthio camelus) günümüze kadar soyunu sürdürebilmiş en yakın üç akrabası tepelidevekuşu, emu ve readır. Bu türlerin üçünü de ansiklopedide ayrı bir madde olarak bulabilirsiniz. Ayrıca, bir zamanlar Yeni Zelanda'da yaşayan ve devekuşundan bile iri olan moalar da bu kuşların soyu tükenmiş akrabalarıdır.

Devekuşunun basık ve küçük bir başı, uzun ve çıplak bir boynu vardır. Gövdesi kara tüylerle kaplıdır; kanatlarında ve kuyruğunda ise çok gösterişli beyaz tüyler bulunur. Eski den şapka ve giysileri süslemek için kullanılan bu beyaz tüyler çok değerli olduğundan özel devekuşu çiftlikleri kurulurdu.

Devekuşu güçlü ve kalın bacaklarıyla çok hızlı bir koşucudur. Son hızla koştuğunda saatte yaklaşık 65 km yol alır ve kendisi gibi kumlu düzlüklerde, açık alanlarda yaşayan antilopları bile geride bırakır. Kendini savun mak için de güçlü bacaklarına güvenen deve kuşu kızdırıldığında çok kötü tekmeler atabi lir. Bu kuşların ayaklarında bütün öbür kuş lardan farklı olarak yalnızca ikişer parmak vardır.

Devekuşları bir erkek ile dört ya da beş dişiden oluşan küçük gruplar halinde yaşar lar. Topluluktaki bütün dişiler yumurtalarını kumun içindeki sığ bir çukura bıraktıkların dan bazen tek bir çukurda 15 kadar yumurta birikir. Her birinin ağırlığı 1 kilogramdan biraz fazla olan bu beyaz yumurtalar yalnız kuşların değil bütün hayvanların yumurtala­rından daha büyüktür. Dişiler gün boyunca sırayla yumurtaların başında bekler, geceleri ise bu görevi erkek devekuşu üstlenir. Aslın da dişiler yumurtaları kollamak için nöbet tutarlar, ama kuluçkaya yatmaktansa genellik le güneşin ve kumun sıcaklığıyla yumurtaların kendi kendine çatlamalarını beklerler. Deve kuşları daha çok bitkiler ve böceklerle besle nir. Bazen yediklerini kolay sindirebilmek için taş parçalarını ya da buldukları sert cisimleri de yutarlar.

 

 

Bilimsel Sınıflandırma

 

  • Alem: Animalia (Hayvanlar)

    • Şube: Chordata (Kordalılar)

      • Sınıf: Aves (Kuşlar)

        • Takım: Struthioniformes

        • Familya: Struthionidae (Deve kuşugiller), Vigors, 1825

          • Cins: Struthio, Linnaeus, 1758

            • Tür: S. camelus

Yaşam bölgesi

 

Deve kuşu (Struthio camelus), deve kuşugiller (Struthionidae) familyasından Afrika'ya özgü uçamayan bir kuş türüdür.

Struthionidae familyası ve Struthia cinsinin tek üyesidir. Devekuşları, kuşlar içerisindeki en büyük canlı olduğu düşünülür ve dünyanın her yerinde yetiştirilir. Uzun bir boyun ve bacaklar ile 65 km civarındaki koşularıyla bilinir. Kuşun bilimsel ismi Yunanca'da "serçe devesi" anlamına gelmektedir.

 

Özellikleri

Devekuşları genellikle, 90 ile 130 kg ağırlığındadır, bazı erkek deve kuşlarının ağırlıkları 155 kg'ye kadar çıkar. Erişkin erkeklerin tüyleri, çoğunlukla siyahtır, kanatlar ve kuyrukta bazı yerler beyazdır. Dişiler ve genç erkekler, grimsi-kahverengidir. Kanatlar, erkekler tarafından çiftleşme gösterilerinde kullanılır. Aynı zamanda civcivler için gölge sağlar.

Tüyler yumuşaktır ve yalıtım görevine hizmet eder. Parmakların her ikisinde pençeler vardır. Deve kuşunun kuvvetli bacakları tüysüzdür. Kuş, bir toynağa benzeyen daha büyük olanıyla iki ayak parmağında durur. Bu koşmaya yardım ettiği düşünülen deve kuşlarına özgü bir adaptasyondur. Kalın siyah kirpikleriyle gözleri vardır. Bütün kara hayvanları içerisinde en büyük gözlere sahiptir.Deve kuşlarının dışında hiç bir kuşta idrar kesesi yoktur.

 

 

DEVEKUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

Dünya nüfusundaki hızlı artış, beslenme sorununun önemini ortaya koymaktadır. Bu durum, insanları yeni kaynaklar aramaya ve alternatif besin maddelerine yönelik araştırmalar yapmaya ihtiyaç duyulur hale getirmektedir. İnsanoğlunda yenilik arayışı ve daha iyisini üretme isteği vardır. Söz konusu isteğin gerçekleşmesi, bilimsel çalışmalar ve teknolojik ilerlemelerin uygulanması ile mümkün olacaktır. 20. yüzyılda bilim ve teknolojideki gelişmelerin paralelinde, hayvancılık önemli seviyelerde mesafe kaydetmiştir. İnsanların sağlıklı ve yeterli ölçüde beslenmesi için hayvansal proteinler gereklidir. 

Bilinen hayvansal protein kaynaklarına alternatif olması ve ülkemizin hayvansal protein açığının kapatılmasına katkıda bulunması amacıyla , her yönüyle ekonomik bir kanatlı hayvan olan devekuşu yetiştiriciliği önemli olmaktadır. 

Devekuşu kanatları küçülen ve uçma yeteneğini kaybeden kuşlar sınıfına giren koşucu-yürüyen kuşlardandır. Bu günkü yaşadığı bölgeler Afrika'nın doğusu ile güneyindeki sıcak ve kurak iç bölgelerdir. Eski çağlarda Büyük Sahradan Orta Asya çöllerine kadar uzanan geniş bir alanda yaşadığı bilinmektedir. 

Yaklaşık 13-14 cm gaga uzunluğuna sahip olup ağzında diş yoktur. Kafası vücuduna oranla küçük boynu uzundur. Boyları 2-2,5 m arasında değişir. İki tırnaklı uzun ve güçlü bacaklara sahiptir. Baş boyun ve bacaklar sert ve ince, kanatlar ile gövde gösterişli ve tüylüdür. Göğüs kemiği bulunmamaktadır. Erginlerinin canlı ağırlığı 125-150 kg. arasında değişmektedir. Bugün doğada özgürce yalnız Afrika'nın doğusu ve güneyinde rastlanmaktadır. Gerektiğinde ortalama 60 km/saat süratle koşmakta hatta 90 km/saat hıza dahi ulaşabildiği bildirilmektedir. Ayakları ile tekme atarak, gagası ile darbe vurarak kendisini korur. Ortalama 60-70 yıl yaşarlar. Bakım ve besleme ortamına göre 20-30 yıl damızlıkta kullanılabilirler. 

Evcilleştirilmeleri, tüylerinin kadın giysilerinde kullanılmasıyla başlamıştır. Bu gün derisi, eti ve tüyü için, başta Güney Afrika olmak üzere ABD , Avustralya, Kanada , Çin, Zimbabwe, Botsvana, Namibya, İsrail ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde çiftliklerde yetiştirilmektedir. 

Ülkemizde Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesinde ve Kırşehir ile Antalya'da damızlık verebilecek kapasitede üretim yapılmaktadır. Ancak ülkemiz için oldukça yeni bir hayvancılık dalıdır. Giderek meraklı üretici sayısı artmaktadır. 

 

Üretimi

Yılda 20 ile başlayıp 100' e kadar yükselebilen sayıda yumurta veren dişiler erkeklerine nazaran daha ufak yapılı olup, grimsi-kahve renklidir. Erkekleri ise siyah renkli olup kanat ve kuyrukta beyaz renkli gösterişli tüyler bulunur. Dişiler 2,5-3 yaşında , erkekler 3 yaşında eşeysel olgunluğa erişirler. Dişiler genellikle Nisan- Eylül döneminde yumurtlarlar. 2-3 gün arayla yumurtlar, iki haftalık bir aradan sonra tekrar yumurtlarlar. 1500- 1800 gr. ağırlığındaki yumurtalardan yaklaşık 90 kadarı damızlık değerdedir. Bakım ve besleme durumuna göre yumurta verimi artabilir. Yumurtalardaki döllülük oranının artması için 1 erkek 2 dişi şeklindeki eşlemelerde her iki cinsiyetinde aynı yaş grubunda olmasına dikkat edilmelidir. Erkekler çiftleşme öncesi dişinin etrafında kanatlarını açarak dans eder. Bu dönemlerde sinirli ve saldırgan olurlar. 

Devekuşlarının üretimi,tabii kuluçka ile veya kuluçka makineleriyle yapılmaktadır. Kuluçkalık yumurtalar 13-18 C derecelik % 22-25 nemli odalarda, temizlenip dezenfekte edilerek depolanır. Uygun koşullarda 7-14 gün süreyle muhafaza edilebilir. Kuluçka süresi 42 gün olup, döllülük oranı % 70 , kuluçka randımanı % 75 civarındadır. Kuluçka ısısı 36-37 C dir. Fümigasyondan sonra hazır durumdaki kuluçka makinelerine yerleştirilen yumurtalar 14 günde döllülük kontrolüne 40. günde de inficar bölümüne alınır. Çıkan civcivlerin ilk üç aylık dönemi en kritik devredir. Bu dönemde % 30' lara varan ölümler olabilir. Üç aylık dönemi atlatan civcivlerin yaşama gücü oldukça yüksektir. Devekuşu yumurtası 24-25 tavuk yumurtasına eşdeğer büyüklüktedir. Daha ziyade damızlık olarak kullanılmasının yanı sıra yemeklik olarak da kullanılmaktadır. 

Devekuşu 11-14 aylık olduklarında ( yaklaşık 90-110 kg) kesilirler. Eti kırmızı renkli olup, yağsız ve kolesterolü düşük , yumuşak bir ettir. Avrupa ve Amerika'da yaygın olarak kullanılmaktadır. Kilosu 17-18 dolardan satılmaktadır. Yağ oranı % 3, kolesterol miktarı ise dana etinin yaklaşık % 55-60'ı kadardır. Et randımanı % 40-50 arasındadır. En kıymetli kısımları butlarıdır. 

Derisi devekuşunun en değerli ürünüdür. Diğer hayvan derilerinden farklı olarak derileri üzerindeki foliküller farklı desen oluştururlar.Sığır derisinden 3-5 kat daha dayanıklıdır. Kalite olarak timsah ve fil derisi ile karşılaştırılabilecek düzeyde olup, suya karşı dayanıklı yumuşak bir deridir. Güney Afrika'daki çiftliklerin gelirinin % 75' ini deri, % 20' sini et ve % 5' ini ise tüyleri teşkil etmektedir. Derisinden, şapka, eldiven çanta ve bot yapılmaktadır. Tüylerinin moda sektöründe süslü giysi ve şapka yapımlarında kullanılması, evcilleştirilmesinin başlangıcı olmuşsa da bugün eskisi kadar önem taşımamaktadır. Ancak yine de 8 ayda bir kesilen tüyler bir gelir kaynağı olmaya devam etmektedir. 

 

 

 

 

Sevk ve İdaresi 

 

Devekuşu yetiştiriciliği için üreticiler aşağıdaki sistemlerden birini seçebilirler. Bu, üreticinin imkanlarına göre belirlenir. 

 

? Ekstansif sistem: Doğal koşullarda, açık alan yetiştiriciliği. 

? Yarı Entansif sistem:Yarı kapalı yarı açık alan yetiştiriciliği. 

? Entansif sistem: Tamamen kapalı barınaklarda yapılan yetiştiricilik . 

 

Devekuşları için en uygun ısı 18-20 o C dir. Yaşantılarını daha soğuk ve daha sıcak ortamlarda da sürdürürler. Ancak soğuk ve yağışlı ortamları pek sevmezler. Verimli bir üreme sezonu için sıcak ortamı tercih ederler. İstenen seviyede bir üretim için beslenme , bakım ve çevre ısılarına dikkat etmek gerekmektedir. Devekuşlarını stresten uzak tutmalı, sevk ve idaresi yumuşak ve dikkatli yapılmalıdır. Ani korku ve sert davranışlara meydan verilmemelidir. Bu durum yumurta verimindeki ani düşmelerle kendini gösterir. 

Erkekler üreme mevsimi dışında dişilerle bir arada bulundurulmamalıdır. Dişi ve erkekler çiftleşme dönemleri dışında birbirlerini görmediği taktirde daha yüksek cinsel aktiviteye sahip olurlar. 

Devekuşu çiftlikleri en az 2 m yüksekliğindeki çitlerle çevrilmeli, barınaklarının yüksekliği ise 3 m' den alçak olmamalıdır. Merada otlatılmaları için 10-15 hayvana 1 hektar, dinlenme ve gezinti için ise 40 hayvana 1 hektar arazi düşünülmelidir. 

 

 

 

 

Beslenme 

 

Devekuşu yetiştiriciliğinde büyük gider yem gideridir. Bu nedenle kısmen de olsa meraya dayalı besleme daha ekonomiktir. Merada buldukları ot tohumları, yeşil ot türleri yanında ufak böcek gibi bir takım canlıları da yerler. Diğer kanatlılarda olduğu gibi dengeli beslenmeleri çok önemlidir. Toz yemler burun deliklerine kaçması nedeniyle pek sevilmez. Hayvanın yaşa göre düzenlenmiş rasyonlarla ve mutlaka peletlenmiş yemlerle beslenmeleri gerekir. Fakat bu fabrika yemlerinde bilhassa vitamin ihtiyaçlarına çok dikkat edilmelidir. Yeşil yonca ve diğer yeşil ot veya sebze çeşitlerinin kıyılarak yemlerine karıştırılması yemi daha lezzetli ve iştah açıcı hale getirecektir. 

 

 

Yemin temel besin maddeleri 

 

A)Enerji Maddeleri : Karbonhidratlar (tahıllar) ve yağlar. 

B)Proteinli Maddeler: Bakla, soya fasulyesi, yer fıstığı gibi yağlı tohumlar ve küspeleri. 

C)Vitaminler : Sentetik vitaminler ve yeşil yemler. 

? D)Mineral Maddeler: Kemik unları, kireç taşı, midye kabukları, ve fosfor ihtiva eden kalsiyum bileşikleri ile tuzdur. 

Bu besin maddelerinin karma yemlerdeki oranlarını yaş gruplarına göre dengeli bir şekilde düzenlemek gerekir. Civciv, piliç ve anaç yemleri özellikle kapalı sistemlerde titizlikle hazırlanmalıdır. Yumurtlama döneminde kesinlikle yem değişikliklerine gidilmemelidir. 

 

Civcivlerin Beslenmesi:

Yumurtadan çıktıktan sonra ilk 3-4 gün yiyeceğe ihtiyaç duymazlar. Yumurta sarısındaki besin maddeleri bu süre içindeki ihtiyaçlarını karşılar. Bu süre sonuna doğru yem yemeye başlarlar. Kümes ısıları tavuk civcivi gibi düzenlenebilir. Yani ilk hafta 35 o C daha sonra tedricen 20 o C' ye kadar azaltılarak düzenlenir. Yeme alıştırma genelde lapa türü hazırlanmış yemlerle yapılmalı daha sonra fabrikalarda hazırlanmış ?Devekuşu Civciv Yemi? verilmelidir. Bu yemler minimum %18 proteinli, 2600 Kcal/kg enerjili, sindirimi kolay, bakteri ve mantar yönünden temiz olmalıdır. 1-2 hafta sonra bu yemlerin içine kaliteli yeşil yemler ilave edilebilir. Yemlerdeki kalsiyum oranı %2 ' yi geçmemelidir. Fazla kalsiyum bacak bozukluklarına sebep olabilir. Civciv yemi 40-50 gramla başlayarak yaş ilerledikçe 500-600 grama çıkarılır. İçme sularının temizliği de çok önemlidir. Temizliğe çok dikkat edilmeli su kapları günde birkaç kez yıkanmalıdır. 

 

Piliçlerin Beslenmesi:

Civcivler 6 aylık olduktan sonra piliç devresine geçerler. Damızlıkta kullanılacakları 2 yaşına kadar bu döneme uygun ?Devekuşu Piliç Yemi? ile beslenmelidirler. %16-17 proteinli 2450 Kcal/kg enerjili %2-2.5 oranında kalsiyum ve bunun 1/3 oranında fosfor ihtiva etmesi gereken bu yemlerde selüloz miktarı civciv dönemine göre daha yüksek olabilir. Ancak yeşil yem veya vitamin düzeylerine çok dikkat edilmelidir. 

Damızlığa ayrılacak hayvanların yağlandırılmaması için yemlerin kalori düzeyi titizlikle kontrol altında tutulmalıdır. Yedikleri yem miktarı günlük 1 kg'dan, giderek 3 kg'a kadar yükseltilir. Yemlerin yapısı pelet şeklinde olmalı ve imkanlar ölçüsünde yeşil yemlerle lezzetlendirmeye çalışılmalıdır. 

 

 

 

Damızlıkların Beslenmesi:

 

Dişiler 2 yaşında erkekler ise 2,5-3 yaşında damızlık olarak kullanılırlar. Dişiler 18-20 aylıkken yumurtlamaya başlarlar ise de 2 yaşından önce çiftleştirmeye alınmamalıdır. Günlük yem tüketimleri 3,5 kg' a kadar yükseltilebilir. Kaliteli kaba yemlerle takviye edilerek ?Devekuşu Damızlık Yumurta Yemi? verilmelidir. Bu yemler, minimum %15 protein, 2450-2500 Kcal/kg enerji, %3-4 oranında kalsiyum %0,35-0,40 fosfor ihtiva eden, bakteri ve küf yönünden temiz olmalıdır. Ergin hayvanlar günde 1-1,5 kg taş yutarlar bunu hazmı kolaylaştırmak için yaparlar. Her yaş dönemi için hazırlanan yemlerde vitamin düzeyi çok iyi ayarlanmalıdır. Sağlıklı bir döl verimi için, bilhassa serbest otlama imkanı olmayan yetiştiricilikte bu çok önemlidir. Yemler, diğer dönemlerde olduğu gibi pelet şeklinde olmalı, içme suları ve su kaplarının temizliğine dikkat edilmelidir. Bütün yem çeşitlerinde önemli olan yemlerin ekonomik olmasıdır. 

 

Hastalıkları:

Devekuşunun belli başlı hastalığı bulunmamaktadır. En çok ilk üç aylık ölümleri kayda değerdir. Kuluçkada yeteri kadar sıcaklık ve nem verilmemesi, havalandırma sorunları, yumurtaların gereği kadar çevrilmemesi, kabuk altının artmasına, çıkan civcivlerinde yaşama gücünün düşük olmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra A, B, C, ve biotin gibi önemli vitaminlerin eksiklikleri tüm kanatlılar gibi devekuşlarında da çeşitli anomaliler meydana getirirler. İlk üç aylık dönemi atlatan civcivlerin yaşama gücü yüksektir. Ancak en çok görülen bir sorunda ayak bozukluklarıdır. 

Yukarı