Deniz Şişman - Akvaryum Plus Dergisi Makale
Geçen sayıda anlatmaya çalıştığım gibi iki grup deniz akvaryumu sahibi vardır. Birinci grup ego tatmini ve kendini diğer insanlara ispatlamak için statü aracı olarak akvaryum sahibi olmak isterken ikinci ve benim için önemli olan grup gerçek bir hobi olarak deniz akvaryumu sahibi olmak ister. Yazının devamı bu ikinci grup düşünülerek kaleme alınmıştır.
Deniz akvaryumuna sahip olmak için iki alternatif
yol izlenebilir. Birinci yol bu işi yapan profesyonellerden
destek almaktır. Bu yolu tercih edenlere
önerim akvaryumu kuracak kişinin size yapacağı
sunumlarda internetten alınmış başkalarının kurduğu
akvaryumlar yerine kendi kurulumlarını dikkate
almak olacaktır. Bazı firmaların internet siteleri
kendi yaptıkları akvaryumların resimlerinden çok
internetten (ç)alınmış resimler ile oluşturulmuştur.
Ayrıca firmanın kendisine ait şov akvaryumuda sizin
için bu konuda en önemli canlı referans olmalıdır.
Kendisi için uzun soluklu ve başarılı bir akvaryum
kuramayan firmanın (ç)alıntı resimler ile sizi ikna
etmesine izin vermemelisiniz. Firmayı tespit ettikten
sonra kendileri ile yapacağınız anlaşmada sizin
onlardan isteklerinizin karşılanmasını beklediğiniz
gibi onlarında sizden beklentilerini dikkate almalısınız.
Hiç bir firma ne kadar iyi kurulum yaparsa yapsın
dışarıdan akvaryuma eklenen sağlık durumu meçhul
yabancı bir canlı yüzünden sistemin garantisini
taşımak istemez ki bu çok doğru bir yaklaşımdır.
Ancak iki tarafında birbirine güvenmesi ve sabretmesi
sonucunda başarılı sistemler ortaya çıkar.
İkinci yol olarak hobicinin akvaryumu kendisi kurmasıdır.
Bu yöntemi seçenlerin ilk olarak akvaryumun
kurulacağı mekanın fiziki büyüklük olarak ne kadar
büyük bir akvaryuma izin verdiğini, ayrılabilecek
bütçenin kabacada olsa büyüklüğü, özellikle istenen
canlılar varsa bunların türlerini ve ihtiyaçlarını
tespit etmesi gerekmektedir. Düşünülen akvaryumun
büyüklüğü ve teknik altyapısı beslenmesi
arzulanan canlıların ihtiyacını karşılıyor, bütçe bu
kurulumu gerçekleştirmeyi mümkün kılıyor ise detay
planlama ile başlanabilir. Aksi halde ölçüler, türler
veya bütçe revize edilmeli ve birbiri ile uyumlu hale getirilmelidir.
Akvaryum
Akvaryumun boyu için en önemli kriter kullanılacak
aydınlatma sisteminin boyudur. Akvaryumdan çok
kısa veya uzun aydınlatma ekipmanları şık durmayacaktır.
Aydınlatma sisteminin seçimi ise canlıların
ihtiyacı ile bağlantılıdır. Bu sebeple beslenecek
canlıların ihtiyacı olan ışık belirlenip bu ışık miktarını
ve özelliğini sağlayacak ekipman tespit edilir.
Akvaryumun boyuda bu ekipmana göre seçilir.
Akvaryumun eni ne kadar fazla olursa o kadar derinlik
hissi uyandıran bir dekor yapma imkanı olacağı
için akvaryumun eni aydınlatma ekipmanı ve
mekanın izin verdiği en büyük ölçü olabilir. Yükseklik
ise akvaryumun içinde çalışmayı eziyet haline
getirmeyecek, ışığında en dibe kadar yeteri kadar
ulaşmasını sağlayacak ölçüde belirlenmelidir.
Akvaryumun üzerine konulacağı yapıda önemlidir.
Ne kadar özel işçilik veya malzemeden yapılırsa yapılsın
metal iskeletli alt yapılar uzun vadede sıkıntı
çıkarmaktadır. İstenildiği kadar özel malzeme ve
işçilik ile uygulama yapılsın tuzlusu ve kapalı dolap
içindeki su buharı ile uzun vadede paslanmanın
önüne geçilemez. Bu sebeple benim tercihim ahşap
dolap veya ahşap iskelet üzerine ahşap giydirme
şeklindedir.
Filitre haznesi:
Bir diğer önemli detay ise dolap içindeki filitre haznesidir.
Bu hazne bir çok farklı şekillerde tasarlanabilir.
Bu konuyu bilmeyen kişiye ne kadar zor ve karmaşık
gösterilirse karşılığında o kadar yüksek bedel istenilebilir.
Oysa filitre sistemi ne kadar basit olursa
bakım çalışmalarında o kadar rahat edersiniz. Yaptırdığınız
kurulumlarda bu konuya dikkat etmek
faydalı olabilir.
Ben filitrelerde olabildiğince az bölme olması taraftarıyım.
Ama ezbere tasarımlar yerine kullanılacak
ekipmanların ihtiyacına göre tasarlanması en doğru olandır. Örneğin çalışırken sabit su seviyesi
gerektiren bir protein toplayıcı seçerseniz ve buharlaşan
suyu tamamlamak için otomatik tatlı su
besleme düzeneğiniz yoksa protein toplayıcının
ihtiyaç duyduğu sabit su seviyesini sağlamak için
su seviyesini sabit tutacak bir bölme olması zorunluluğu vardır. Bu sebeple filitre haznesi
yapılmadan
önce tüm kullanılacak ekipmanların model ve
markaları tespit edilmeli , onların ihtiyaçları ile dış
ölçülerine göre filitre haznesi ölçülendirilip, tasarlanmalıdır.
Planlı yapılmayan filitre haznesi sonradan
alınan ekipman içine sığmaz ise yenisi ile değiştirilmek
zorunda olur ki bu da gereksiz maliyet
artışı demektir.
Ben kendi filitre haznelerimde sistemin ihtiyacından
fazlasını rahatlıkla karşılayacak bir protein toplayıcı,
fosfat reaktörü ve akvaryuma geri dönüş pompasını
yerleştiriyorum. Ancak canlıların ihtiyaçlarına
göre ayrıca ısıtıcı, soğutucu ve soğutucu bağlantısı,
UV filitresi, ilave filitre malzemesi (örneğin:
aktif karbon, zeolit, vb) reaktörü, dozlama ünitesi
bağlantıları, kalsiyum reaktörü, otomatik tatlısu
besleme sistemi ve yedek su deposu gibi ilaveler
olabilir.
Kullanılmasa bile ileride bu ilavelere izin verecek şekilde
tasarlanması da faydalı olur. Çünkü başarılı
akvaryumlar sizi zamanla daha zor türleri beslemek
için zorlayacaktır. Bunun sonucunda ihtiyaçlar
artacaktır.
Filitre haznelerinde zaman zaman popüler olan bir
konuda sığınak uygulamasıdır. Sığınaklar içinde
yüksek alg kültürlerinin barındırıldığı akvaryum sistemine
bağlı haznelerdir. Genellikle fosfat ve nitrat
açısından faydalı olması için kurulurlar. Ancak ev
tipi akvaryumların kısıtlı dolap içi alanlarında kurulan
5-10 lt hacimli içinde 3-5 dal alg olan sığınaklar
çok ciddi bir fayda sağlamaz. Sadece bir süre için
hırpalanmış veya yeni alınmış balıkların saklanıp,
besiye çekilmesi için uygun olabilir. O sebeple filitre
sisteminin olmazsa olmaz parçası olarak görmüyorum.
Yer sıkıntısı yoksa eğer kurulabilir.
Zemin:
Akvaryumda zemin malzemesi için iki alternatif vardır.
Bunlardan çok fazla tercih etmediğim birincisi zemin malzemesi kullanılmamasıdır. Akvaryum
zeminin
çok temiz olması ve dalga motorları ile ince
taneli kumun sağa sola savrulmaması için tercih
edilebilir.
Ama unutmamak gerekir ki zemindeki kum tabakası
bir akvaryumun sağlıklı olabilmesi için en değerli
unsurlardan birisidir. Ayrıca kum habitatında yaşayan
türler için zemindeki kum yatağı vazgeçilmez
önem taşır. Eğer bu türler beslenmeyecekse ve
akvaryumun dışında filitre sisteminin herhangi bir
bölümünde faydalı kum filitresi kullanılacaksa veya
filitre sistemi faydalı kum tabakasının eksikliğini giderecek
şekilde tasarlanmış ise kumsuz zemin alternatifi
uygulanabilir.
Ama tamamen doğal sistemlerin uygulanması taraftarı
ve uygulayıcısı olarak benim tercihim, özel
durumlar hariç her zaman zeminde toz şekeri
tane büyüklüğünde kum kullanılmasıdır. Beyaz
kum dan oluşan zemin akvaryumu daha aydınlık
gösterecek ve zeminden yansıyan ışık ile mercanların
aşağıdan da ışık almasını sağlayacaktır. Kum
habitatındaki canlılar akvaryuma ayrı bir görsellik
katacak ve zeminde oluşan faydalı bakteri faunası
akvaryumun canlılar için daha çabuk yaşanabilir
hale gelmesini sağlayacaktır.
Piyasada alternatif olarak içinde faydalı bakterileri barındırıldığı
söylenen canlı kum seçenekleri ve konserve
edilmiş bakteri kültürleri hobicilere sunulmuştur.
Ben kurulumlarımda zemin malzemesi olarak toz
şeker kıvamında ölü mercan kumu kullanıyorum.
Ölü kumun arasına sağlıklı bir akvaryumdan ekleyeceğiniz
1-2 avuç eski kum ve 2-3 ufak parça canlı
kaya faydalı bakteri kültürünün aşılamasını gerçekleştirecektir.
Tek ihtiyacınız bu aşının yeteri büyüklükte
bakteri nüfusu oluşturması için sabırdır.
Akvaryuma eklenen her yeni canlı suya amonyak,
nitrit ve dolyısıyla nitrat yükü getirmektedir. Her
canlı yüklemesinde faydalı bakteri nüfusu artan
yükü karşılayacak kadar artar. Bu nüfus artışı gerçekleştikten
sonra tekrar yeni canlılar akvaryuma
eklenebilir. O yüzden sabırlı olmak ve eklenen yeni
canlıdan sonra yükselen amonyak ve nitrit seviyesinin
tekrar düşmesini beklemek, canlı eklemek
için en doğru yöntemdir.
Bol tuzlu günler.
Deniz Şişman