Rudi baba Mustafa Tavaslıoğlu'na çok yakın. Kendini ondan başka kimseye sevdirmiyor. Onu çok kıskanıyor ve her sabah da yatağına kadar gidip "günaydın" diyerek uyandırıyor.
Rudi, 'Jako' cinsi bir papağan... 16 yıldır Tavaslıoğlu Ailesi ile birlikte. Öyle ki Mustafa Tavaslıoğlu onu üçüncü çocuğu gibi görüyor, daha doğrusu davranışlarıya bunu Rudi sağlamış.
Ailenin Cömert ve Ali adlarındaki iki oğluna 'Abi' diye hitap ediyor. Acıktığını, banyo yapmak istediğini rahatlıkla ifade edebiliyor.
Sadece bunlar da değil, herkesin ve her şeyin sesini bire bir taklit etme özelliği ile bazen "babası" Mustafa Bey ve "annesi" Nilgün Hanım'ı bile kandırabiliyor.
4.5 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olan Rudi ve aileye kabul ediliş hikayesini Mustafa Bey ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimizde okuyabilirsiniz...
* Rudi ne zamandır sizinle?
- 1994'ten beri. Aldığımda yavruydu.
* Neden papağan beslemek istediniz.
- Aslında özel bir sebebi yok. Hatta papağan beslemek aklımda bile yoktu. Olaylar Rudi'yi almamı sağladı, diyelim.
* Neydi o olaylar?
MERAKIN BAŞLANGICI
- Denizli'de bir otele gitmiştik, İstanbul'dan gelen misafirlerimizle beraber. Otelde 'Rudi' adlı bir papağan vardı. Salonda sürekli bir o yana bir bu yana uçup duran ve müşterilerden sevgi bekleyen bir papağan...
Bir gün koltukta oturuyorum, hava sıcak, biramı içiyorum. Bir baktım Rudi geldi ve biramdan içti. Çok hoşuma gitti... Otel görevlilerine 'nasılsa kimse ilgilenmiyor bana satın bu papağanı" dedim...
"Asla olmaz, Rudi otelimizin maskotu" diyerek reddettiler beni! Yanımda Kemal Bey vardı. Ona "Rudi'yi bir kutunun içine koyup kaçırsam mı acaba?" bile dedim. Siz düşünün artık ne kadar sevdiğimi...
Neyse Rudi'yi orada bırakıp ayrıldık otelden. Yolum tekrar Denizli'ye düşünce Rudi'yi görmek istedim. Ancak gittiğimde kafesinin boş olduğunu gördüm. Ne olduğunu sordum. Olan olay şu; bir kafile gelmiş. Rudi bir turist hanımın eline konmuş kendini sevdirmek için. O hanım ürküp elini sallayınca Rudi savrularak yola uçmuş. O anda da yoldan geçen bir araba üzerinden geçmiş. Bunu duyduğumda 'Keşke ısrar edip Rudi'yi alsaymışım!' diye düşündüm. Çok üzüldüm. İzmir'e dönüşte eve gitmeden Kestane Pazarı'na uğrayıp, sekiz kuş arasından bu papağanı seçtim ve adını Rudi koydum. Böyle bir hikayesi var işte üçüncü oğlumun...
AİLENİN BİREYİ
* Gördüğüm kadarıyla ailenin gözbebeği olmuş Rudi...
- Olmaz mı... Zaten kendini bizden biri gibi algılıyor. İki oğlum var. Onlara 'Cömert Abi' ve 'Ali Abi' diyor. Ve biz bunu söylemesi için bir çaba göstermedik, öğretmedik, ezber filan yaptırmadık. Bugüne kadar yaptığı ve söylediği hiçbir şeyi öğretmediğimiz gibi.
Çok akıllı bir hayvan. Zaten 'Jako'lar dünyada köpekten beş buçuk kat akıllı tek hayvan olmalarıyla tanınıyor. 300 tür papağan var ve en akıllıları Jakolar. Şu da var 4,5 yaşındaki bir çocukla eşit zekaya sahipler. Eğitilse neler söyleyebileceğini ya da nasıl tepkiler verebileceğini siz düşünün.
* Şimdi ne gibi tepkiler veriyor? Neler söylüyor?
GÜNAYDIN DİYOR
- Rudi ile sabah başlıyor maratonumuz. Saat 7,30-8:00 gibi kalkıp 'günaydın' diyerek uyandırıyor beni. Sonra 'Çay içelim', 'Çay içelim' diyerek kahvaltı zamanının geldiğini anlatmaya çalışıyor. Hep birlikte kahvaltıya otururuz. Kahvaltı tabağımın bittiğini görür görmez 'Baba kahve ister' diyerek sabah kahvemi içmem için talimat veriyor...
Rudi ile aramızda inanılmaz bir bağ var. Eşim ve çocuklarımla o bağı kuramadı mesela. Aramızdaki o bağ onu aldığım ilk gün ağzımdan üzüm tanesiyle beslemeye çalıştığımda kuruldu. Dişi Rudi. Ve beni inanılmaz kıskanır. Kendini sadece bana sevdirir ve sadece benim üzerime titrer.
Örneğin birlikte banyo yaparız. Rudi'nin banyo vakti geldiğinde 'Baba bıcı bıcı' der ve birlikte banyo yaparız. İçeri kimsenin girmesine izin vermez, giren olursa da kızarak 'Çık!' der. İnanılmaz bir zekası var. Biz yemek yediğimizde o da yemek yemek ister. Biz yokken asla yemez. Herkesi tanır. Yatmadan önce 'Baba ooo..ooo' deyip kendini sevdirir bana... Yabancı birini gördüğünde de bizi uyarır. Biri geldiğinde kimin geldiğini merak eder ve sorar, sizde olduğu gibi...
İLGİNÇ TEPKİ
* Evet, çok şaşırttı beni Rudi... Yaramazlıkları oluyor mu?
- Hem de çok. Örneğin geçenlerde film izlerken çok gürültü yaptı. Hep onunla ilgilenmemi istiyor. Ben de kızdım. Ceza olarak da koridora çıkardım. Rudi karanlıktan çok korkar. 'Burada kalacaksın' dedim ve odaya girdim. Bir baktım kendi kendini azarlıyor. 'Rudi yaramaz, baba cici, Rudi pis' sürekli bunları tekrarlıyor. Eşim odaya girip çıkarken de onu sıkıştırıp 'Rudi içeri, Rudi içeri' diyerek içeri almamız için şirinlik yapıyor. Tam bir yaramaz çocuk yani.
Oğlum Cömert'in İstanbul'dan geldiği bir gün kahvaltı masasındayız. Bu da yerde dolanıyor. Öyle bir şey yaptı ki hepimizin tüyleri diken diken oldu.
O zaman bu evimiz inşaat halindeydi, daha taşınmamıştık buraya. Cömert'in ayaklarının dibine gitti ve kafasını kaldırarak ona doğru şöyle dedi: 'Cömert, baba Rudi'yi seviyo, baba Rudi'ye ev yapacak, sana da yapsın mı?'...
Ne diyeceğimizi bilemedik.
Çok akıllı
Telefonda sipariş bile veriyormuş?
- Hem de nasıl... Büyük oğlum Londra'da, telefonla konuşurken Rudi'ye uzatıyorum konuşsun diye. Ne söylese beğenirsiniz... 'Ali abi Rudi'ye mama getir'... Biz her yaptığına şaşırıyoruz. Şaşırtamaya da devam ediyor.
Bekçileri tanır, havuzun orada dolaşırken geldiklerini gördüğü an isimleriyle hitap eder. Evimize gelen bir hanım var temizlik işlerinden sorumlu olan... İş yapmaya başladığı an aralıklarla 'Bravo'der ve onu motive eder. Çok enteresan tepkileri var.
YENİ ASIR
RÖPORTAJ: MÜJGAN KULLE