Aydınlanma hissi açısından ortalama insan gözünün hangi dalga boylarına ne kadar duyarlı olduğu yukarıdaki hassasiyet eğrisinde (resim 4) görülebilir. Bu eğriye göre, insan gözü en çok dalga boyu 550 nm civarındaki sarı ışığa duyarlıdır. Görünür aralığın dışında (380-780 nm) hassasiyet sıfırdır. Örneğin, insanın algılayabildiği 380-780 nm dalga boyları dışında kalan spektrum bileşenlerinin fiziksel güce (miliWatt) katkısı varken, Lumens değerine hiçbir katkısı yoktur. Dolayısıyla, görünür dalga boyları dışındaki bileşenlerin taşıdığı toplam enerji, Lumens ile ölçülen psiko-aydınlatma açısından bir kayıptır. Akvaryumlar dahil birçok biyolojik sistemde, gerekli olan ışık şiddetini belirtmek için bilimde genellikle Lux yerine miliWatt kullanılır; çünkü birçok canlı türü, algılamada veya fotosentez işlemlerinde ışığa karşı, insan gözünden farklı duyarlılık özellikleri gösterirler. Örneğin bir disk anemonunda yaşayan zooxanthellae yosunları, insanın algılayamadığı çok küçük bir dalga boyundaki ışığı fotosentezde kullanabilir. Veya geceleri aktif olan bir karides türü, insanın göremediği bir ışığı algılayıp çevresini görebilir. Yani, deniz akvaryumu gibi biyolojik bir sistemin yararlandığı veya etkilendiği dalga boyları, insan gözüne görünür spektrum aralığıyla sınırlı değildir. Özetle, akvaryum gibi çok farklı özelliklerdeki canlı türlerinin yaşadığı biyolojik sistemler için gerçek fiziksel güç ve şiddet değerlerini belirten miliWatt ve miliWatt/m2 birimlerini kullanmak daha doğrudur. İnsan gözüne yönelik aydınlatma sistemleri için ise psiko güç ve şiddet değerlerini belirten Lumens ve Lux değerleri kullanılabilir. Lambaların çoğunun üzerinde sadece Lumens değeri belirtilse de, miliWatt değerleri üretici firmadan öğrenilebilir. Görünür dalga boyu aralığında düz bir spektruma (enerji içeriği olarak her dalga boyundan eşit miktarda) sahip gün ışığı lambaları için bir yaklaşım olarak 1 Lux = 0,48 miliWatt/m2 denebilir. Bu yaklaşım, mor ışıklı UV veya mavi ışıklı aktinik mavi gibi ışık spekturumu düz olmayıp da belirli dalga boylarında yoğunlaşmış lambalar için geçerli değildir. Güçlü ışık gerektiren simbiyotik omurgasızlar için, en azından günün 5-6 saatinde 10000-15000 miliWatt/m2 şiddetinde (gün ışığı lambalarıyla yaklaşık 20000-30000 Lux) ışıklandırma gerekir. Örneğin elimizde yüzeyi 1 m2'lik bir akvaryum ve gün ışığı lambaları varsa, bu lambaların toplam Lumens değerinin, akvaryum kapağı içinde yansıma ve soğurulmadan dolayı hiç kayıp olmadığını varsayarsak 20000-30000 arası olması gerekir. Gerçekte ise, en iyi yansıtıcılarla bile en azından %20-25 kayıp vardır. Spektrum özellikleri gibi gibi ışık şiddeti de suyun derinliğine bağlıdır ve derinlere indikçe azalır. Örneğin Kızıldeniz'de, tortusuz berrak suda öğlen yapılan psiko-şiddet ölçümleri yaklaşık olarak şu değerleri vermiştir (Dustan, 1982): Derinlik | Şiddet (Lux) | 0 | 120.000 | 3 | 60.000 | 15 | 15.000 | 20 | 3.000 | Akvaryumda da denizlerde olduğu gibi, derine indikçe ışık şiddeti düşer, ancak bir farkla: Denizde 1 metrede görülen soğurulma, yani şiddet azalış oranı akvaryumda yaklaşık 1 cm içinde gerçekleşir. Bu derinik ve ışık şiddeti ilişkisi gösteriyor ki, bir akvaryumdaki ışık sistemini tasarlarken, sadece spektrum açısından değil, ışık şiddeti açısından da canlıların doğal olarak hangi derinliklerde yaşadığını bilmek önemlidir; özellikle de bu canlılar alglerinin fotosentezine bağımlı simbiyotik omurgasızlarsa. Derin sularda yaşayan simbiyotik mercanları, uygun spektrumlu floresan lambalarıyla yaşatmak mümkünken, sığ su mercanlarını yaşatabilmek için güçlü metal-halide lambalarına ihtiyaç vardır. Ayrıca göreceli olarak daha çok ışık seven mercan türleri akvaryumda yüzeye daha yakın bir konuma yerleştirilebilir. Başka bir akvaryumdaki düşük ışık şiddetinden gelen bir mercanı da doğrudan lamba altında yüksek ışık şiddetiyle karşı karşıya bırakmak doğru değildir. Önce lambadan uzak derin bir köşeye yerleştirilmeli, sonra aşamalarla lambaya yaklaştırılarak daha yüksek ışık şiddetine alışması sağlanmalıdır. Tropik bölgelerde dahi ışık şiddeti ve spektrumu, mevsimlere, hava durumuna ve günün saatine göre değişir. Yüzeydeki dalgalar da derinlere inen ışık şiddetini etkiler. Bu nedenle canlılar belirli ölçüler içinde değişken ışık şartlarına uyum sağlayabilecek bir yapıdadırlar. Renk sıcaklığı (Kelvin) Işığı hiç yansıtmayan siyah bir kütlenin, ısıtıldığında hangi sıcaklıkta hangi spektrum özelliklerinde ışık yaydığı referans alınarak belirlenen ve Kelvin (0°C = 273°Kelvin) sıcaklık derecesiyle belirtilen kalitatif bir yaklaşım değeridir. Örneğin spektrum özelliği, 1800 K derecesinde ısıtılmış bir siyah kütlenin yaydığı ışığa benzediği için mum ışığının renk sıcaklığına 1800 K denir. Batan güneş ışığının renk sıcaklığı 2500-3900 K, öğle güneşinin 5000-5500 K, bulutlu gökyüzünün 7000-8000 K, bulutsuz açık mavi gökyüzünün ise 20000-30000 K'dır. Genel olarak, renk sıcaklığı arttıkça spektrumda kırmızı ağırlıklı tonlardan daha yüksek frekanslı mavi ağırlıklı tonlara doğru geçiş olur. Örnek: Bazı floresan lamba tipleri ve Kelvin değerleri Sıcak beyaz (warm white) | 3000 K | Soğuk beyaz (cool white) | 4100 K | Gün ışığı (day light) | 6500 K | Aktinik mavi (actinic blue) | 20000 K | Renk sıcaklığı 5000 K'nin altında olan floresan tipleri ve HQL lambaları deniz akvaryumları için uygun değildir. Sığ su canlıları için ışık spektrumu mümkün olduğu kadar gün ışığınınkine yakın, yani renk sıcaklığı değeriyle 5500-6500 K arasında olmalıdır. Derinlere inildikçe mavi ton payı arttığı ve renk sıcaklığı yükseldiği için, derin su canlıları için lambalar daha yüksek Kelvin değerlilerden seçilmelidir. Örneğin doğada 10-15 metre arası derinliklerde yaşayan canlıları akvaryumda yaşatabilmek için gerekli suni ışığın renk sıcaklığı 6500 K - 7500 K arası değerlerdir. Bu değerlere örneğin aktinik mavi floresanla desteklenmiş metal-halid lambalarıyla ulaşılabilir. Renk gösterme indexi (CRI: Colour Rendition Index) CRI, herhangi bir suni ışık kaynağının, gün ışığına kıyaslandığında, nesnelerin doğal renklerinin insan gözü tarafından ne derecede görülmesini sağladığını belirten, kıyaslama amaçlı kullanılan standart bir psiko ölçüttür. Doğal renkleri en iyi gösterdiği kabul edilen gün ışığının CRI değeri 100'dür. Genel olarak, cisimlerin ve canlıların doğal renklerini gösterebilmesi açısından lambaların CRI değerlerinin 90'ın üzerinde olması istenir. Bu, akvaryumların seyir zevki için de geçerlidir. Ancak unutulmamalıdır ki deniz akvaryumlarında seyir zevkinden önce gelen kriter canlıların gereksinimi olmalıdır. Örneğin derin su simbiyotik mercanları için, CRI değeri düşük olmasına rağmen aktinik mavi floresan ışıklandırması gerekebilir. Işıklandırma süresi ve düzeni Akvaryumlar için en uygun aydınlatma süresi günde 10-12 saattir. Farklı spektrum özelliklerindeki birden fazla lamba ve saatli elektrik şalterleri kullanılarak, güneşin doğuşundan batışına kadarki süreç kabaca canlandırılabilir. Örneğin sabah 3 saat gün ışığı floresan lambası, öğlen buna ek olarak 4 saat güçlü bir metal-halide aydınlatması, sonra tekrar 3 saat gün ışığı (veya gün batışının kırmızı tonlarına yaklaştırmak isteniyorsa gün ışığı yerine sıcak beyaz floresan). Işıklar kapandıktan sonra düşük wattlı bir mavi ampul yakılarak bazı deniz canlılarının sperm ve yumurtalarını suya senkronize (eş zamanlı) bırakarak üremesi için gerekli olan ay ışığı dahi canlandırılabilir. Bazı deniz biyologlari, simbiyotik mercanlar için ışık şiddetinin sabit kalmadan sürekli değişmesinin yaşamsal önem taşıdığını ileri sürerler. Doğada sürekli ışık değişimini başta dalgalar, sonra da bulut hareketleri sağlar. Bazı modern gösteri akvaryumlarında motorla yaratılan suni dalgalar, yüzeydeki su sirkülasyonu için olduğu kadar mercanlara ulaşan periyodik değişken ışık rejimi açısından da önem taşır. |